italya ile türkiye arasındaki "apo krizi" nedeniyle juventus'un istanbul'a gelmek istemediği fakat "devlet garantisi" kapsamında getirildiği, yapılması gerekenden 1 hafta sonraya ertelenen unutulmaz maç. nicola amoruso'nun güzel golüne suat kaya'nın 90+3'te attığı golle karşılık verdiği, beraberlikle sonuçlanan karşılaşma.
italyanların özellikle zinedine zidane'nın türlü çirkefliklerle türkiye gelmek istememesi nedeni ile bir hafta ertelenmiş maçtır. juventus o dönemde galatasaray'ın grup birincisi olmasından korkup böyle çirkefliklere başvurmuştur. her ne kadar yenemediysek de en azından yenilmedik de...
fransız hakem gilles veissiere nin katlettiği maçtır. terör örgütü pkk nın başı ezilsice başı abdullah öcalan ın yakalandığı tarihe denk gelmiş ve italya ile gergin bir dönemimizde oynanmış olan maçtır. juventus takımı maç öncesinde maçın iptalini, olmadı tarafsız sahada oynanmasını talep etmiştir. son çare olarak devlet güvencesi istemiş ve hak kazanmıştır.
yurttaydık.tam teröristbaşı italyada ortaya çıkınca bütün pkk lı köpekler juventusu tutmaktaydı.aslında bunların gıkı bile çıkamazdı o zamanlar ama yer beytepe olunca böyle şeyler olabiliyordu maalesef.
maç ertelenmişti kriz yüzünden. abdullah öcalan firarda, türkiye devleti de peşindeydi. suriye, yunanistan, italya dolaşıyordu, en son kenya'da yakalanmıştı(abd teslim etti daha doğrusu, ecevit itiraf etmişti sonradan). işte o dönemler apo italya'da, türk halkı öfkeli, bıraksan akdeniz'den çıkartmaya girişecek(italya'dan önce apo suriye'de iken savaş senaryoları hazırdı bile, an meselesiydi) sicilya'dan girip alpler'e kadar gidecekti millet. juventus da tipik italyan takımı, bu ortamdan nasıl fayda sağlarım diye masa oyunlarına girişti. zidane ve inzaghi başı çekiyordu bu elemanlardan. amaçları maçı başka ülkede oynamaktı, çünkü grupta son maçlardan bir önceki maçtı ve yenersek iş bitiyordu.
maç gecikmeli de olsa oynandı, ama ne oynanma. her taraftara 1 polisten fazlası düşüyordu, 30bin güvenlik görevlisi mevcuttu. 1-0 yenik durumdayken suat kaya son dakikada karambolde bir kafa ile berabere bitirmemizi sağladı ve son maçlarda avantaj bizdeydi yine de. sonra ne oldu, son hafta deplasmanda iddiasız atletico madrid karşısında fatih akyel'in hatası ile 1-0 mağlup olduk, beraberlik de yetiyordu galiba diğer maçın skoruna göre. o sezon ilk 2 takım gruptan çıkamıyordu, birinciler ve en iyi iki ikinci çıkıyordu diye hatırlıyorum. biz de ikinci olarak gruplardan elenmiştik. sonra gruplarda üçüncü olup kendini avrupa fatihi sayanlar oldu falan, 12 sene olmuş vay be.
Juventus'un galatasaray deplasmanına gelmemek için diplomatik kriz çıkardığı ilk maçtır.
ikincisi 2003/2004 sezonunda Şampiyonlar ligi grup maçında juventus tıpkı beşiktaş'ın rakibi Chelsea gibi türkiye'Ye terör nedeniyle gelmek istememiş iki maçta ALmanya'Da oynanmıştı. Biz chelsea'ye 2-0 yenilirken galatasaray yanlış hatırlamıyorsam hakan'IN iKi GOLÜYLE 2-0 kazanmıştı.
grasshoppers'i elemiştik ve şampiyonlar ligi'ne 4. kez katılmıştık. ilk maçta juventus ile 2-2 berabere kalıp dikkat çekmiştik. 2. maçta ise hagi'nin son dakika golüyle bilbao'yu devirmiştik. 3.maçta rosenborg'a 3-0 ile dağılmıştık fakat istanbul'da 3-0 'la karşılık vermiştik. grupta 7 puanımız vardı ve liderdik. çok formdaydık ve grubun kilit maçı * istanbul'da idi. bu bizim için avantajdı. formsuz, eksiklere sahip ve devler liginde istediğini alamayan juve planlar yapmaya başlamıştı. o dönem apo krizini yaşadığımız ülke idi italya. bunu fırsat bilen juve maçı erteletmeye çalışmıştı. uefa'da çanak tutup maçı iptal etmişti ve galatasaray'ın konsantrasyonu bozulmuştu. zidane'ın 'can güvenliğimiz yok' açıklamaları hala aklımdadır. daha sonra karşılıklı görüşmeler olmuş ve maç 25 kasım'dan 2 aralık'a alınmıştı. heyecan doruktaydı. fakat tugay'ın bu maçtan önce sakatlanması, ergün'ün maçtan önce oynayamayacak olması can sıkmıştı. gergin başlamıştı maç. ilk yarı stratejik oynanmış ve 0-0 bitmişti. 2. yarıda ise juventus 2. forveti oyuna almış ve oyuna giren amoruso golü yapıştırmıştı. bu maçın gerginliğiyle hakan ünsal sarı kart görmüş ve cezalı duruma düşmüştü. derken hagi'nin pasında topa hareketlenen hakan şükür düşürülmüş ve gilles veisseire oyunu devam ettirmişti. daha sonra ise hakan şükür sıkı bir şekilde itiraz etmiş ve sarı kart cezalısı olmuştu. maçın sonlarına doğru arif yere düşmüştü. duran topu kullanan hagi ortayı yapmıştı ve tudor * topu uzaklaştıracakken suat kafayla golü atmıştı. maç böyle bitmişti ve 8 puanla liderliğimizi korumuştuk. sabri ugan'ın sözü hala aklımda. bu iş burada bitmez dedi suat, bitmeyecek tabi şimdi 1-1'lik eşitlik var. bilbao maçından gelecek 1 puan çeyrek finali getirecek gözüyle bakıyorduk. 'bu maçın bize kaybettirdiği şey yok ' diyorduk. fakat bu maçın ertelenmesinin bizden götürdüğü şeyler olmuştu. örnek verirsek;
1- 25 kasım'daki maça hazır olan tugay, 2 aralık'taki maç öncesi sakatlanmıştı * ve 3 ay sahalardan uzak kalmıştı.
2- 25 kasım'daki maça hazır olan ergün, 2 aralık'taki maç öncesi antremanda sakatlanmıştı ve 2 hafta sahalardan uzak kalmıştı.
3- 25 kasım'da rahat bir atmosfer bekleniyordu. fakat yaratılan gerginlikler hakan ünsal ve hakan şükür'ün cezalı olmasına neden oluyordu. bilbao maçında vedat'ı sol bek, burak akdiş'i forvet oynatmak zorunda kalıyorduk.
4- 25 kasım'daki maç grubun kilit maçıydı ama bilbao maçı da aynı değerde görülüyordu. fakat maç sürecinde yaşanan hava sadece bu maç değerliymiş gibi hissettirdi ve bilbao maçına istenilen şekilde konsantre olunamadı. bu maçta yaşanan gerginlik olmasa belki de galibiyetle ayrılacağımız bir maçtı. juve ise konstrasyonumuzu bozmuş, ali sami yen'de bizden puan almasını bilmişti ve son maça iddialı bir şekilde girmişti. ( bu süreçten çok karlı çıkmışlardı. ) https://tr.wikipedia.org/...-99_UEFA_Şampiyonlar_Ligi
*bu hata juve'yi turlattırmış ve kötü niyetin kazanmasını sağlamıştı. *
fakat intikamı alınmıştı. hem de 15 sene sonra.
