2. yarıda ''ulan hepsi rüya çıkmasın şimdi'' diye düşündüren film.
--spoiler--
en güzel sahnelerinden biri öbür odanın balkaonuna gitme sahnesiydi. orda biraz geriliyorsunuz. kız ölmüş mü nolmuş onu da halen anlayabilmiş değilim. odanın 60 dakikada bir başa dönmesi de lost'u hatırlatmadı değil hani. özledik be şerefsiz.
--spoiler--
dün gece yarisi gibi bi zaman diliminde üstelik de yalniz izledigim halde cok net söyleyebilirim ki, bu film shining'in yakinindan bile gecemez eger karsilastirmak gerekirse. vizyona girmeden önce cok sisirilmis ama aslinda iyi bir gerilim filmi sadece.
ya yeterince zeki olmadığımdan ya da filmin gelgitleri çok olduğundan kopuk ve sildirilmemiş bulduğum film.
--spoiler--
e be sevgili holivud senaristi nerde başladın nerde bittin bu rüya gibi geçişler niye. adam ölmedi, öle yazdı. saçma buldum. saçma. hele iki sonlu olduğunu bilmek daha kötü bir şey. şimdi ben mutlu sona mı inanayım, mutsuz mu ? gene dayamışsın bir bible filme. adam okumadı yırttı tek tek sayfaları.
--spoiler--
son sözüm; sıkı bir john cusack fanatiğiyseniz izleyin. gözleriniz bayram etsin. adamda yetenek ve ses tonu tam tekmil.
john cusack'ın harika performans sergilediği stephen king uyarlaması korku filmi. her ne kadar korku filmlerinden etkilenmesem ve sevmesem de, john dayının oyunculuğu çok iyiydi. filmin bazı yerleri de gerçekten insanı geriyor. bu arada filmde samuel l. jackson çok az yer almış. filme ismiyle çekicilik katması amaçlanmış.
bu filmi izleyip korkabilen bir +18 insan sürümü varsa eger film amacina ulasmistir, ama insanligin bu denli baistlestigini düsünmek istemiyorum, berbat ötesi (tanimda götü zorlamak) film.
kitabının aksine, gereğinden fazla uzun olan, uzadıkça bayan, korkutacağına uyutan film. korku filmi diye geçiyor, fakat arada bir "böö" diye çıkan birkaç hayalet dışında korkulacak pek bir şey yok.
ayrıca samuel jackson filmde başrolde filan oynamamaktadır, toplasak 10 dakika dahi görünmemektedir.
--spoiler--
bir de anlamadığım bir şey var: adam (eski) karısına haber verince 1408 nolu odaya gelip bakan polisler nasıl oda boş derler? resepsyondan kimse bir şey demiyor mu? buraya bir manyak geldi, illa 1408 diye tutturdu diyen olmuyor mu? polisler sormadan kafalarına göre mi çıkıp bakıyorlar? enteresan.
--spoiler--
her stephen king eseri gibi guzel bir film/roman.esas oğlanın, filmin sonunda oda yanarken bööğleyen odanın ruhuna adamın "kes lan amuğa godum" anlamında birşey soylemesi ve o sigara yakışı hasta etmiştir beni. filmin ortalarına doğru "ne bu şimdi? korktum mu ben" diye hayıflanırken postahanedeki adamların balyozla sağa sola girişmesi de ayrı guzeldir. lanetli otel odası gibi klişe bir tema ancak bukadar guzel işlenebilirdi.
"samuel jackson'a ne kadar para ödenmiştir ya da nasıl başka bir ikna yöntemine başvurulmuştur ki, kariyerinin zirvelerinde olduğu bu dönemde böyle bir filmde neredeyse figüranlık olarak nitelendirilebilecek bir rolü kabul etmiştir ? " film bittikten sonra ilk düşündüğüm şeylerden biri olmuştur.
filme gelince;
- yönetmen, görüntüler vb. iyi. dar bir mekanda boğulmamayı başarmış bir ekip. sanıyorum bunda john cusack'ın her zamanki çarpıcı oyunculuğunun etkisi de çok fazla. aslında neredeyse tüm film boyunca onu seyrediyoruz dersek abartmış da olmayız hani.
- tüm stephen king uyarlamaları gibi başarısız bir film. bunu king'in 60 civarında kitabını okumuş ve neredeyse tüm sinema uyarlamalarını seyretmiş biri olarak söylüyorum. hala king'in kitaplarının çeyreği kadar bile germeyen, etkilemeyen böyle dandik filmlere telif izni vermesini anlayamıyorum. hayır kendi çeksin diyeceğim ama daha önce kendisi de denedi (adını hatırlayınca editlerim) o da beceremiyor. yine de başarısızların içinde en başarılılar arasında sayılabilecek bir film olduğunu söyleyebilirim ama burada da yine john abimizin performansına bağlanıyoruz.
- evet mantık hataları ve kopukluklar var. ancak zaten bu tarz filmlerde bu zaten neredeyse hep karşılaştığımız bir durum. iyi kurgulanmış olduğunu düşündüğümüz cinayet ve dedektiflik konulu filmlerde bile - ki tür itibarı ile bu tarz filmlerde neden sonuç bağlantıları çok daha sağlam olmalıdır - daha sonra düşündüğümüzde bir çok hata bulabiliyoruz. metafizik ten ve psikolojiden, özellikle de bilinçaltı dünyada yatanlardan beslenen bu tür filmlerde ise mükemmel mantıksal bir dizge beklemek zaten mantıksız olur kanımca.
- daha da yazılacak çok şey var ama bu kadarını bile john ve stephen hatırına yazdım.
sonuç; bence gördüğünüz bir filmde 'stephen king uyarlamasıdır' yazıyorsa hiç vaktinizi ve paranızı boşa harcamayın. gidin bir kitabını alın, emin olun daha çok keyifle korkacaksınız.
klasik ''gençler tatile gider ve hepsi teker teker ölür'' temalı korku filmlerinden bıkmış bünyelere ilaç gibi gelecek filmdir. sürükleyici ve etkileyici senaryosuyla benden 10 üzerinden 9 puanı kapmıştır.
Ne geriyor ne de korkutuyor. Bu Holivud'da bizdeki gibi korkutucu öğeler olsaydı dehşet filmler ortaya çıkardı, ama onların ellerindeki konular açıkçası beni zerre etkilemiyor. Hem bilindik ilerliyor film.
adamın geçmişiyle yüzleşmesi vesaire, ekmek arası klişe.
yeni seyrettim hoşuma gitti çünkü perili ev temaları klişelerle, bol kan soslu; heryerinden kanlar süzülen hayaletlerle dolu olur....bu filmde de klişeler var ama insanı germeye yetiyor.Susack ın harika oyunculuğu da cabası.
bunun yanında lanetin nereden kaynaklandığı veya odanın niye lanetli olduğuna dair bir açıklama yapılmamış.bu biraz filmi havada bırakıyor.
ama olayların başlangıcının esas oğlanın kanının yere damlamasıyla başlaması çok hoş.
izlerken gerim gerim gerildiğim,ara ara cama yöneldiğim "lan burdayım dimi,evet burdasın sakin ol,lan korkuyom bak" gibi dialoglara iten filmdir.
aramızdaki mükemmel yönetmenleri ve senaristleri açığa çıkarmış olan filmdir ayrıca kendisi,bu kadar artistlik olur hani."vasat hmm ımm senaryo kopuk öö üü vasat hmm klişe".dostum burdan söylüyorum hiç havalı değilsin.yani göt irtifası stratosferden yaptığın yorumlardan hiç etkilenmedim.bilim kurgu izlerken de "lan uçan gemi mi olur lan koca şey uçar mı ahah çok salaklar ya ehihi" mi diyorsun elmalı turtam?seovi yaptınız lan gece gece adamı.
sabah uyandığımda aklıma gelen filmdir.
daha öncede de korkutucu, üzücü, bunaltıcı rüyalar görmüştüm.
yahu alenen filmin aynısı rüyada yaşanır mı?
enslin vari bir adam, bunalımlı bir süreç, siktiriboktan bi odada!?
dipnot;korkuyorum sözlük.
dipnot2; günlük olarak seni kullandığım için özür dilerim sözlük.
beyazperdeye guzel bir sekilde uyarlanan nadir stepehen king eserlerinden biri. john cussack tan baska oynayan yok neredeyse ama john abimiz filmi tek basina tasimis dogrusu. konusu ve sonu olarak ta kendine ozgu, kesinlikle izlenmelidir.
benzetme yapmak gerekirse johnny depp in oynadigi secret window kalitesindedir.
az sonra tekrar izleyecegim john cusack'in basrolde oynadigi super film. otel odasi ne kadar korkunc olabilir ki diye dusunen bunyeye ayari dayamistir, john cusack icin izlenesidir.
korku filmiyle uzaktan alakası olmayan, samuel jackson ın stan lee tarzı buralardan geçiyordum bi oynayim tarzındaki bir başka filmi **. özellikle kurgusu ve mantık hatalarıyla vasat altında kalmıştır.
gerim gerim germiş, susum susum susatmıştır odanın yanması sahnesinde. hatta alkol manyağı yapıp olsada içsek dedirtmiş, stephen king imzası bulunan film! "en az bi kere izlenilmesi, izletilmesi gerektiğinide düşürüm" demeden ayrılamayacağım..