yarın için kapışmaların olacagı başlıklar oldugu gibi işçilerin işte, işsizlerin meydanlarda söylentilerin dogacagı bir garip bayram çeşidi. işçilerin bayramı en uzun süren izin bayramlarıdır ötesi yok.
çok yakın bir zamanda işçi yerine sözleşmeli amele bayramı oalrak kutlanacak olan bir zamanların anlamlı günü.. devlet bahçelinin deyimiyle aldanadan ve kandıran partisinin müteahhit firmalara insanları peşkeş çekmesinden kaynaklanan tarih kitaplarında bir anı sayfası olarak yer alması muhtemel gündür.. Kim bilir torunlarımız ilerde 1 mayısı amele bayramı olarak kutlayacaktır..
ülkemizde hiç bir zaman doğru düzgün kutlanamayacak bayramdır.. ülke bu haldeyken, sistemin her zaman olduğu gibi en çok ezdiği işçi sınıfının bilinçlenmesini, örgütlenmesini istemeyen hükümetlerin hep hifak sokacağı, soktuğu bayramlardır.. 77'den geriye bakıldığında hızla daha da büyüyen bir kitlesel artış vardı 1 mayıs'larda.. 77'de istanbul'da 4 milyon insan yaşıyordu ve taksim'de 500 bin insan vardı.. o zamanlar kapitalist sistemde, hele hele türkiye'de, halkın bilinçlenmesi en son istenen şeydi ve bunun için de ortalık karıştırıldı ki sistem uzun yıllar en ufak bir halk eleştirisi almasın.. ve görülmüştür ki; 1 mayıs, 76 yılından sonra doğru düzgün kutlanamamıştır taksim'de.. halkın örgütlenmesini bu ülke kaldıramaz.. demirel çakaldır.. zamanında mhp ve msp ile koalisyon kurup "iktidarı sola teslim etmemeyi başardık" diyebilen bir koltuk meraklısı*.. sonuç olarak; türkiye'de işçi bayramı kutlatmazlar.. ama inadımız sürüyor, seneye daha fazla emekçi ile yine taksim'deyiz..
düşün mesela. organize olmayı beceremediğimizi düşün.
1 mayıs piyangodan çıkmadı. daha 2009'a girdiğimiz gece, yeni takvimleri duvarlara astığımız anda belli idi 1 mayıs diye bir günün olduğu. o günün geleceği, kutlanacağı.
bir de üstelik resmi tatilde yaptık.
peki niye, hani şu gavurlar gibi kutlayamıyoruz? niye şenlik havasında geçmiyor ?
hepimiz biliyoruz niyesini. yok teröristti, yok pravakatördü karışıyor araya. e haliyle devlet de kaka yüzünü gösteriyor. ondan sonra ara bulasın şenliği.
yahu çok mu zor? çok mu zor bu işleri organize etmek. sendikalar, iş verenler, emniyet bir arada organize olamıyor mu? gerçekten bu şenliği kutlamak isteyenler ile zehir etmek isteyenleri ayırd etmek, elemek çok mu zor?
gerçekten bu günü hak edenler, kutlamak isteyenler, kalabalık, çok daha kalabalıkken, niye ruhları kararmış azınlıklar bu bayramı zehir eder? niye önlem alınamaz.?
üç beş tane, çiçekten, böcekten bile nefret edecek kıvama gelmiş zavallı yüzünden niye gerçek 1 mayıs ruhu lekelenir?
otur düşün işte, sadece bunu bile düşünmek yoruyor zaten insanı.
bugünü bekleyen provakatörler tarafından yine olaylar çıkarılmış. işine gücüne giden insanlara zarar verilmiş gündür. aynı zamanda makul denilen sayı ile taksimde bayramını kutlamış işçilerin günüdür. Eskiye göre olayların azaldığını görüyoruz.
bir cok ülkede iscilerin toplanip, sendikalarin hazirladigi mitingler esliginde mangal partisi yapip eglendikleri ve hatta eglenirken birlik olup, "ne olursa olsun bütün insanlar esittir" sözünü gözle gösteren bir gündür. malesef; adam akilli kutlamak isteyenlere de leke sürdüren provakatörlerin ortaligi karistirmasiyla türkiyemizde bambaska bir sekilde algilanmistir.
elbet bir gün türkiye´de de 1 mayis, diger ülkelerde de oldugu gibi mangal partisi esliginde kutlanacaktir.
1 mayıs 1886 da Amerika'da 14 saat çalışan işçi sınıfının çalışma sürelerini 8 saate düşürmek için genel greve gitmesi olayıdır.bu grev 5 kişinin idamıyla sonuçlanır.Türkiye'de ise ilk defa 1921'de kutlanmaya başlıyor.
utanmak yeterli mi sizce?
hükûmetçe?
siyasetçe?
ideolojikçe?
sergilenen tavırca?
peki ya insanca? pek insanca?..
çok ötelere gitmeyelim diyoruz ya hep, bazen kimilerince ötelere giderken(!)
alanda yer alan, sessiz çığlıklarını duyurmak isteyenlerin içinde pekâla vardı sünnisi-alevisi, kürdü-türkü, sivili-sivil olan polisi -ancak haklı serzenişleri dillendirmek isteyen sivil halk kimliği; pekâla vardı hakların verilmemesi ile canı yanan, bunun yanı sıra sadece günün ehemmiyetine vurgu yapmak isteyen bilinçli insan.
abd'de 1 mayıs 1886 yılında iş saatinin 8 saat olmasına karar verilmesi ile eyleme geçilmiştir. işçi örgütlerin buna hazırlıklı olması kararı alınmıştır. ve 1889'da bu savaşımlar, mücadeleler '1 mayıs işçilerin mücadele dayanışma günü' olarak kabul ettirilmiştir.
ve pek tabii 1890'da da bu gün 1 mayıs işçi bayramı olarak alanlarda kutlanmıştır. bu süreç kansız geçmemiştir, ancak suçlular cezalandırılmıştır, üstelik idamla. ve bir daha da tekerrür etmemiştir insanlık dışı görüntüler.
ülkemizde ilk 1906'da kutlanmıştır bu bayram niteliğindeki hakların özgürce ve birlikçe savunulması anlamına gelen gün. ancak hep gölgeler altında olmuştur. sonrasını yakın tarihimizde, doğum tarihlerimizce ve biraz da arşivleri kurcaladığımızca biliyoruz hepimiz.
nedir ülkenin altına/kanatlarına almak istediği tahakkümperver tavrın nedeni? neden gocunulur ülke insanların kaynaşmasından? birlik olmasından ve birlik gösterisinden?
bizi biz yapacak olan, tüm farklılıklarımıza rağmen ortak payelerimizde buluşup, bu parçalar/parçacıklar ile bir bütünü oluşturmak değil midir insana yaraşır sıfatlarca?
hani bizi güçlü yapacak olan bu edimler değil midir de bunca zulüm ve baskı yapılır inatla, yılların 'bile bile lades' olmuş zihniyeti ile?
biri açıklayabilir mi, aynı hatayı defalarca yapmanın mantığını?
silkinip, yeni bir gün ve tarih yazmanın insan tarafını muştulayacak kimsecikler yok mu sağımızda, solumuzda, önümüzde ve arkamızda?
illa hep sobelenecek miyiz tüm bunlarla, bu zihniyetlerle?
medyada yer alan şu görüntülerden utanmamak kabil mi allahın aşkına?
neyiz biz?
insandan devşirilmiş et parçaları mı? her söze ve baş(!) diye tabir edilenlere itaat etmesi gereken köleler mi?
çok mu zor klişelerimizden-ezberlerimizden-korkularımızdan sıyrılmamız?
korktuğumuz nedir peki? bu topluma verilmemesi için didinilen hakların kalan kısmının da imtina ile alınmasının sebebi nedir? birileri anlatsın artık!..
utanmak yeterli mi sizce?
hükûmetçe?
siyasetçe?
ideolojikçe?
sergilenen tavırca?
peki ya insanca? pek insanca?..
senin 1 mayıs işçi bayramının rengi kırmızı türkiye'm. ihtiraslı bu rengin kaykılmış gölgesinde, emek ve işçi bayramın kutlu olsun. insanca, pek insanca...
"sus, sesini çıkarma" dayatmasının amaçsız patlaması.
amacı işçi haklarını korumak değildir tabiki. bu enseye vur ekmeğini al sistemine ayaklanmaktır.
tabi bayram değil eylem olduğu için bu eylemde anarşistinden, komününe, pkk*lısından, satanistine, devlete karşı çıkan her çeşit insan bulunur.
bu nedenle asla serbest bırakılamayacak, devletin ektiği ve yine devletin biçeceği problem.
''demokrasi'' anlayışı sadece istanbul' daki converse li türbanlı kızın, üniversiteye girme şımarıklığı düzeyinde olan bir siyasi tarikat(akp) tarafından, oldukça demokratik yöntemlerle yorumlanıp karşılanan bayram(!)dır.
azerbaycan ile birlikte dünya' da alan yasağı olan, hiper demokratik tek ülke türkiye' dir. bu günün emekçi tabakanın ve ezilenlerin, sermaye sahipleri ve kapitalistlere karşı kutladığı bir bayram olmadığı tek ülke de türkiye' dir.
bütün ısrarlara rağmen diksiyon kursuna gitmeyi red eden muammer güler' in ise, ''ayakları'' tehdit ettiği, patron particiliği eğilimin hızla tırmanışa geçirtildiği bir gerginlik unsuru haline daha getirilmiştir.
(bkz: 1 mayıs 2008)
taksim meydanı başta olmak üzere canlı yayın araçlarının yayın ruhsatlarına el konulmuştur.
sonrasını sadece saldıranların görünteleri vardır.
dayak yiyen gazeteciler bugün valilik önünde toplanmışlardır.
insanlara silah sıkanlar tv de çıktığından mıdır nedir "sakin ol ökkeş" diye bir ses çıkmaktadır. silah sıkanlara sakin ol denilirken diğer gruba işçi haklarının gaspçıları damgası vurulmuştur.
bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki panzer önünden geçen "akrep" isimli araca çarparak bu araç içindeki meslektaşını!!! ezme konumuna gelmiştir.
tüm dünya'nın hem fikir olduğu, iranda bile kutlanılan bayram istanbul da birilerinin yardımı ile kaosa hatta sıkıyönetime dönüşmüştür.
yaşlı bir vatandaşımız atılan gaz bombalarının etkisi ile solunum yetersizliğinden hayatını kaybetmiştir.
saat 16:30: polisin gaz bombası stoku tükenmiştir.
son not: ezbere laflarla benim hakkımı onlar savunmasın diyen herkes haklarını savunmak için alanlarda yerini alsın.
sabah 06:00 civarlarında üstbostancı'dan * Taksim tarafına geçmek isteyenlerin yoğun trafik nedeniyle 2. köprü girişinde saatler 09:30'u gösterdiğinde yani yaklaşık 3 saat boyunca hala Anadolu yakasında mahsur kalmalarına sebep olan miting.. * Çekilir dert olmadığını, istanbul trafiğinin tarihinde ilk kez böyle kilitlendiğini de görmüş olduk. "Toplantım vardı diye ağlayıp, bayınlar mı dersiniz; işte sağlık dememize neden olan ambulansın trafikte takılı kalması ve hastanın durumunun ağırlaşması mı dersiniz; otobanda arabaların kontaklarını kapatıp; çıkıp da arabalarının yanlarında sigara içmeleri mi dersiniz..."Bugun enteresan bir gundu denilebilir.. Ve şu sonuç çıkarılabilir:
"Türkiye'de bu tarz olaylar hep yaşanıyor, 30 sene sonra tekrar yaşanacak ne denilebilinir ki başka"
hala ortalığı karıştarının polis devleti değil de oraya giden kişilerin çıkarttığı söyleniyor. bu kadar mı körüz, bu kadar mı bilincimiz gerçeklere kapalı? bence insanlığımızı sorgulamak gerek. gerçi gene 3-5 tane resim koyulup "bak bunlar provakatör, bunlar polise taş atıyorlar" denilecektir, eminim peki neden buraya dövülen gençleri, üstleri su sıkılan halkı görmezden geliyorsun. "biri sana saldırıyorsa, sen elini kolunu bağlayı bekler misin?" sorularının sorulması gerekir elbet.
Türkiye de kutlanılması bir türlü becerilemeyen bayramdır...
kendini bilmez gruplar yüzünden her yıl polisle kutlayıcılar arasında ki it dalaşına dönüşmektedir... amacı işçi haklarını ve isteklerini belirtmek olmayan o dengesizler yüzünden her yıl yapıldığı yerde ortalık savaş alanına dönmüştür...
be şerefsiz insan, sen kimsin? sen kendini ne bok sanıyorsun da, benim halkımın üç kuruşluk maaşı ile aldığı arabayı yakıyorsun?
sen işçi bayramı diye katıldığın grupla birlikte vatandaşımın evinin çatısındaki kiremitleri nasıl olur da senin gibi işçi olan insanlara atıyorsun?
sizin gibi akıl yoksunu, embesil provokatörler yüzünden bu ülke de kimse yürüyüşlerle hakkını arayamaz oldu...
aklı başında işçi bayramının ne anlama geldiğini bilen insanlar ise; siz nasıl olur da bu tür olaylara sebeb olursunuz?
bir bayram böyle mi kutlanır?
katılanların birçoğunun emekçilikten haberi yok, tek amaçları ortalığı karıştırmak olan ve bunu da her yıl en güzel şekilde yapan, işçilerin haklarının savunulduğu, taleplerinin dile getirildiği bir bayram olmaktan çıkmıştır...
ne acıdır, ülkenin yarısından fazlaşı işçidir ama bir bayramı kutlayamamktadirlar...
bugün neredeyse bütün müşterilerimizden "happy labours day!" diye mail aldım.. keşke bizim ülkemizde bugün bu kadar mutlu, umutlu, bayram gibi kutlansa.. sanırım biz bu günü asla "happy lobours day" olarak hatırlamayacağız, daima "bloody labours day" olarak hatırlayacağız..
ama yine de bu bi yerde değişmeli..
arkadaşlar hepinizin 1 mayıs işçi bayramı kutlu olsun!!!!!
tüm dünya'da işçilerin bayramı olarak, işçiler tarafından kutlanırken, ülkemizdeki işçilerin, ekmek derdinden kafalarını kaldıramayıp, normal bir günmüş gibi geçirdikleri, fakat bununla beraber yasadışı sol örgütler ve sol çizgideki terör örgütlerinin provake ettikleri bayramdır...
ayrıca; redwinemania'nın doğum gününe de denk gelen bayramdır. :)