Soruşturmasının nasıl yürütüldüğü incelenirse, kimin marifeti olduğu gayet iyi anlaşılacak katliamdır.
Ateş açanların ellerinde silah, çatının üstünde fotoğrafları bile var, yüzleri apaçık görülüyor ama kim oldukları tespit edilemiyor!
işte şunca yıl geçmiş birileri hala abd uşağı sağ basının maocu bilmem neci çatışması yalanını tekrarlıyor.
insanda biraz mantık olur. Maocuların polis kaynayan taksim'de böyle bir operasyonu yapıp, enselenmeden kaçacak gücü olsaydı, devrim yapacak güçleri de olurdu. Üstelik Maocuların marifeti olsa devlet ne yapar yapar, bunları yakalardı. Sol örgütleri itibardan düşürmek için böyle bir fırsat kaçırılır mı hiç?
insanlar panik halde kaçmaya çalışırken polis de ses bombaları ve panzerlerle kalabalığa müdahale etmeye başladı. Kalabalık, kaçmak için özellikle Kazancı Yokuşu'na yöneldi ancak burada bulunan bir kamyonun yolu tıkaması yığılmaya ve buna bağlı ezilmelere sebep oldu. 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi silahla vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak toplamda 34 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. DiSK'in yayınladığı listede ise 36 kişinin öldüğü belirtilmişti.
kanlı 1 mayıs olarak bilinir , ilk ateş sular idaresi binasındaki ortalığı karıştırmak isteyen amerikan ajanları tarafından açılmıştır ve katliam olmuştur.
şimdi bu sosyalistler 70lerin ilk yarısında çok iyi iş yapıyorlardı. pek çok girimde tekrarladım ama ısrarla tekrarlayacağım, çünkü daha kendi yakın geçmişini bilmeden 'ezildik, büzüldük, süküldük' ayağına yatan pek çok türkü bar müptelası var. eli kanlı katil sözlerini başkalarına kullananlar var...
70-75 arası işler iyiydi. kurtarılmış mahalleler, üniversitelerin özgürlükçü ortamından faydanılanarak kurtarılmış kampüsler (yök bunu engellemek için kurulmuştur). o kampüslerde 'muhammed'in piçi giremez' yazıları, yine o kampüslerde kurşunlanarak hayatını kaybeden ülkücü çocuklar. o garibanlar can çekişerek ölürken onların başında alevi deyişlerinden bozma sikko devrim şarkıları ile halay çekmeler, kurtarılmış mahallelerde ağzı, burnu kesilerek katledilen rakip sendikacılar, masumlar.
ama iş ikinci yarıda değişiyor. çünkü eline silah alıp cayır cayır adam vurmuş, kolluk kuvvetler ile çatışmış bir ton adam var, bu adamların oluşturduğu gruplar ve küçük ideolojik farklarla birbirinden ayrılmış şefleri var. ve ortada kocaman bir pasta var.
işin rengi burada değişiyor işte. yedi yıl önce öldürdüğü ülkücülerin etrafında el ele halay çeken alevici-kürtçü topluluk bu kez birbirinin leşleri etrafında aynısını yapıyor. bu kez kurtarılmış mahallelerinde kurbanlar sosyalistlerden oluşuyor. eskiden ülkücülerden kurtardıkları mahalleleri bu kez sözgelimi macoulardan, stalinistlerden, mdd'cilerden, troçkistlerden kurtarmaya kalkıyorlar.
1977 'olayı' da budur. dönemin gazetelerinde bu olayın maocular tarafından yapıldığı bildirilmiştir. hatta nurcu bir gazete 'komünistler birbirini yiyor' şeklinde yorumlamıştır olayı. 'föşik dövlet dövrümcülerü godleddüüüü'' balgamları, 80 sonrası kafası ezilmiş solu, devlet ve hayalinde yarattığı faşistlere karşı yeniden birleştirmek için solcular tarafından uydurulmuş bir mittir.
DiSK tarafından Taksim Meydanında düzenlenen 1 Mayıs mitingine 500 bine yakın işçi, emekçi katılmıştı. Akşam saat 7'yi biraz geçe, alana giriş sürerken Sular idaresi binasının üzerinden ve Intercontinental Oteli'nden (şimdiki The Marmara Oteli) kalabalığın üzerine ateş açıldı. Silah sesleri dinmeden polis panzerleri sirenlerini çalarak topluluğun üzerine yürüdü. Birkaç kişi kurşun yarasıyla ya da panzer altında kalarak, ama çoğu çıkan panik sırasında ezilerek 37 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Resmi yetkililer ve medyanın olayı sol gruplar arasındaki çatışmayla ilişkilendirmek çabalarına karşın, yargılama sonucunda bir çatışma olmadığı olayların bir provokasyon sonucu patlak verdiği belirlenmesine karşın sorumlular yakalanamadı. Susurluk kazasından sonra, 1 Mayıs katliamı sorumlularının da yargılanması için bir kampanya yürütüldüyse de bir sonuç alınamadı. 1 Mayıs 1997'de, 20 yıllık hukuki zamanaşımı süresi doldu.
türkiye'de sol'un her zaman yalancı, düzenbaz olduğunun en son göstergesidir. tamam işin içinde derin devletin adamları da var ama ne diye birbirinizi eziyorsunuz.
bir de o gün alanda binlerce mermi kovanı bulunuyor ama kurşunla ölen sadece 5 kişi. bu ne düzenbazlıktır arkadaş, milleti biribirine düşürüp orduyu darbeye zorlamanın sonra da "12 eylülcüler solcuları ezmiştir" diye ağlamanın anlamı ne?
taksim meydanındaki onlarca emekçiyi ezen panzerleri solcuların kullandığını öğrendimiz katliam. aynı solcular otel penceresinden de ateş ediyordu üstelik. yakında maraş katliamını aleviler yaptı diye diye duyarız. sivas'ı aziz nesin yaktı, doksan bin dersimli kendi kendini öldürdü, uludere katliamını sol yaptı, uğur kaymaz'ın on iki yaşındaki bedenine on üç kurşunu da solcular sıktı. zinhar türk devleti suçsuzdur.
gerçi belliydi bu iş. önce 12 eylül davası diye bir şey yutturdular. bizimkiler de müdahil olmak için kuyruğa girdi. sonra ne oldu. ökkeş şendiller tanık oldu. duruşma salonunda alenen devrimcilerle dalga geçildi. buz gibi kontrgerilla katliamlarını solun üzerine yıkmaya çalıştılar.
12 eylül davasından medet umanlar, müdahil olmak için kuyruğa girenler, taksim katliamını sol yaptı diyenler, yetmez ama evet diyenler, hayır deyip chp'nin kuyruğuna takılanlar, ulusalcılar, liberaller...
1977 1 mayısını anlamak için, 1976 1 mayısını anlamak gerekir.
1976 1 mayısı, takriri sükun günlerinden beri sükuta ermiş sınıf hareketinin enternasyonal birlik ve mücadele gününe sahip çıktığı muazzam gösteridir. 1970erde kabaran, 15 16 haziranlarda alanlara sığmayan işçi sınıfı hak mücadelesi gücü, mustafa suphilerden ismail bilen dosta uzanan tkp'nin örgütlü önderliğinde politik güce dönüşmüş, egemenlerin yasağını kırarak 1976 da ilk defa yığınsal olarak 1 mayıs alanını doldurmuştur.
12 mart cuntasını, mevzilerini koruyarak aşan sosyalist, komünist, demokrat güçler, cuntanın kanlı planlarını darmadağınık ederek yeniden gün yüzüne çıktığında, milliyetçi cephe iktidarlarının, uluslar arası emperyal fitnenin bu kez daha ağır, daha kanlı hesaplarla hedefi olmuştur.
1976 çıkışı, her soydan fitne-imha odaklarının alarm zillerini çaldırmıştır.
yer altında iğdiş ettiklerini sandıkları tkp!nin, öldürerek sindirdiklerini sandığı gençliğin, pıtrak gibi çoğalan sendika, dernek ve odaların yiğit insanlarının korkusuzca alanları işgali, 12 eylüle doğru hesaplaşma peşreviydi.
egemenler biliyorlardı ki, 1977 1976yı kıskandıracak yığınsallıkta olacaktı. bu güç kırılmalıydı. cia görevlilerinin de katıldığı plan hazırlandı. saatler 19'a yaklaşıyor, sendikal ve komünist hareketin önderlerinden kemal türkler, alana akının sürdüğü anlarda konuşuyor. alanın coşkusu tek bir silah sesiyle önce duraklıyor, ardından otel ve sular idaresinden yaylım ateş yığını yere eğiyor. sanki plan tutmamıştı, ama fitnenin başka planları da vardı, ses bombaları eşliğinde panzerler alana girdi ve olan olmuştu. tkp'nin yiğit çocuğu, merkez komite üyesi sıtkı coşkun dostun akılalmaz cesareti alanın teslim olmasını önlemişti, şimdilik. geride onlarca şehit, yaralı, gözaltı.
fitne gücünü göstermiş, ama başarılı olamamıştı, o kadar olamamıştı ki, fitnenin asker kanadı 1977 haziran başında dönemin kara kuvvetleri başkanı namık kemal ersun ve hempası erken emekliliğe sevkedilmişti.
ardından yapılan genel seçimlerde dönemin chpsinin bu muazzam enerjinin, örgütlülüğün rüzgarında iktidara yürüyüşü, yeni, daha kanlı ve yaygın katliam planlarını güne taşıdı.
1 mayıs 1977, sınıf siyasetinin düellosuydu fitneyle, yenildik.
günümüz,yine eskinin metotlarıyla kazanılmaz. yeni başlangıçların zamanıdır.