işsiz kalmak diye bir şey yoktur. Önce bu gerçeği bir kabul edelim. Eğer siz mahrumiyet bölgesinde yaşamıyorsanız. Ha derseniz ki ben üni filan bölüm mezunuyum, doğru dürüst ev geçindirecek maaşa sahip bir iş bulamıyorum, şimdi tamam o halde esas meseleye geldik demektir. Öncelikle O yapacağınız işin piyasasını iyi bilmeniz iş bulma olanaklarını iyi araştırmış olmanız gereklidir. Ayrıca firmaya para kazandıracak bilgi birikim tecrübe sahibi değilseniz, sanayici ve işadamlarının tercih kriterleri sizin için daralacaktır. O halde ne yapmak lazım? işte handikap ta tam burada. Oturup bekleyelim mi kös kös? Zaman kaybı para kaybı güven kaybı can sıkıntısı moral bozuntusu oradan buradan laf söylentisi cabası. Bunun yerine yapılması gereken tek şey var. iş beğenmemezliği terk ile Mevcutların içinde en iyisini seçip bir an evvel işe koyulmak. Maaşı az olabilir. Sevmediğin bir iş olabilir. Okudun bölümle eşdeğer mevkii, kıymet ve itibarda bir iş olmayabilir. Kafanı kullan sevgili genç kardeşim. En azından yakın çevrenin dırdırından kurtulursun. Masrafların çıkar. Ana babaya kardeşe eşe dosta muhtaç olmazsın. Bundan sonrası sana kalmış. imkanlar, gayret zaman ve sabırla genişler. Hergün yeni yeni olanakları getirir. Nereden ne geleceğini kestiremezsin. Sen Yap en iyisini şuan, her ne iş yapıyorsan. işi öğren, burun kıvırma. O işyerinde teknik personelin en iyisi en bilgilisi sen ol. öğrenmeye açık ol. Çıraklığını yapmadığın işin ustası olamazsın. Yarın allah kerim. Bu arada baktın ki olmadı, ne uzalıp ne kısalıyor sende daha iyi fırsatları takip et, fırsatı yakaladığında, hesabını kitabını iyi yapıp uygun zamanı yakaladığında, yani tam zamanında öldürücü vuruşu yapmalısın. Sakın acele etme. Sakın sabrı terk etme. Sakın ümidini yitirme. Sakın başkasının hakkına göz dikme. Sakın mücadeleyi gayreti çalışkanlığı dürüstlüğü terk etme. Sakın iptidai (kötü karanlık şüpheli adi çirkin şerefsiz) yollara tevessül etme. Bak göreceksin ki Sonunda salim (hayırlı) başarının yolları ve kapıları ardına kadar açılacak önüne. Hayata ne verirsen onu alırsın. Unutma hak ettiğini yaşarsın..
Benim yan komşum üniversite, biraz aşağısında marketin üstü de üniversite. Siteye bile üniversite alacaklar yakında. Kardeşim adamlar bir bina dikiyor adını bilmem ne üniversitesi koyuyor. Bizim millet de sever oraları doldurmayı. Sonra da üniversite mezunu işsiz diye geziyorlar.
Bitirilen üniversitenin niteliksiz olası ve mezun ettiği kişiye hiç bir şey katmaması. Ve bunu da herkesin bilmesi. En önenli başka bir sebepse üniversite mezunu enflasyonu yaşanıyor olması. 1970 li 80 li yıllarda üniversite mezunu birinin işsiz olması akla hayale sığmayacak bir şeydi çünkü üniversite sayısı ve mezunu insan azdı. Bu durum bütün dünyada aynı şekilde ama ülkemiz olumsuz her konuda olduğu gibi bu durumunda bokunu çıkarmış vaziyette.
4 yili hiç bi sik yapmadan davar gibi geçirmeleri,am peşinde koşup kendilerini gelistirmemeleri.
Kimse seni ise almak zorunda değil.ise girmek istiyorsan diğer adaylardan önde olmalısın.
Kötü bir eğitim sistemimiz var. insanlar robotlaştırılıp ezbere alıştırılıyor, sahaya atılınca da fırsat yaratma kabiliyeti olmuyor.
Ayrıca çoğu insan yapabileceği değil yapmak zorunda olduğu işi yapıyor. Çünkü sistem onu kazanabildiğine itti, yetenek ve ilgisine değil.
Hem gereksiz bir sürü bölüm, mezun sayısında fazlalık ve iş alanlarında yetersizlik, hem de torpil gibi illet bir durum var ortada.
Yine de eğitimdeki sıkıntının etkisi büyük. Her yıl sınav sistemi değiştirileceğine tümüyle eğitim sistemi değiştirilmeli.
neoliberalizm+globalleşme olsun bütün dünyayı işsizlik dalgası sarmış durumda. ispanya'da bir ara işsiz oranı yüzde 40 idi şimdilerde yüzde 20 ye çektiler. japonya'da bile işsiz var.
isşizliği giderebilmek için kobilik diye bişi uydurdular, onların hepsi de batmaya mahkum.
Öğrencilik döneminde Erdoğan'ın "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kural yok." Sözünü duymak ve içselleştirmek. Zira Çanakkale'de yükseköğretim 1. Sınıftayken, anneme bile söylemiştim telefonda: "Anne, başbakan böyle söylüyor; Mezun olunca işsiz kalacağımız belli bir şey; O yüzden boşuna umutlanma." Demiştim. Ve öyle de oldu. Çünkü o zamandan tarikatçılara ne kadar ayrıcalık tanıdıklarını ve bizi nasıl 2. Plana attıklarını görüyordum. Sınıftaki türbanlı ve cemaatçi kıza (cemaat yurdunda kaldığını kendi söylemişti. Oradan biliyorduk cemaatçi olduğunu) özel ilgi gösteren, sorularını özenle cevaplayan hocamızın, biz bir şey soracağımız zaman fersah fersah kaçtığını, nasıl ayrımcılık yaptığını gördüm ve yaşadım. O zamandan sonra da kendimi sadece orayla sınırlandırmamam gerektiğini anladım ve zamanımı kütüphanede veya şehirdeki; konferans, seminer, söyleşi, sempozyum vb. etkinliklerde değerlendirmeye çalıştım. Şehirdeki akademik ve kültürel etkinlikleri mümkün olduğunca takip etmeye ve katılım sağlamaya özen gösterdim. Bu arada tabi ki öğrencilik hayatım boyunca bana çok şey öğreten, çok iyi hocalar ile de karşlaştım. öğrenciler arasında ayrım yapmayan, karakterli hocaları tenzih ediyorum; Ama tarikatçıları el üstünde tutan o hocanın da yanına kalmaz umarım bu yaptıkları. En ilginci de o zamanın tarikatçılarının şimdi akpli takılması. Yarın birgün akp demode olsa, o zaman da chp'li takılır bunlar büyük olasılıkla. Bu kadar da karaktersizlik olmaz. Ülkenin geleceğini, yağmur nereden yağarsa tarlasını oraya çeken karaktersizlere emanet etmemeli bu halk. Ne olursa olsun, bir insan makam mevki için döneklik yapmamalı. Onlar gibi olacağıma, gerekirse işsiz kalırım; Ama onurlu yaşarım daha iyi.
Bu strateji nedeniyle birçok bölümün kalitesi düştü, mezun sayısı çoğaldı ama kaliteli eleman azlığı yaşanıyor. Nedeni basit, sadece üniversite sayısı artmadı. O üniversitelerde eğitim veren akademisyenlerin de kalitesi düştü. Bim şubesi gibi her yere üniversite açarsan akademisyen kaliten de yerlerde sürünür.
Bim kasiyer ilanına çıkarken sadece lise mezuniyeti şartı arıyor.
Yeni açılan üniversiteler ilana çıkarken sadece üniversite mezunu olma şartı getiriyor. Ha gayret a-101 şube sayısını yakalayacak üniversitelerimiz.
en son gittiğim iş görüşmesinde (bir belediyeye bağlı kurum ) mülakatta ak partinin bir ilçe başkanının ismini sormuşlardı, bilememiştim. biz sizi ararız dediler, aramadılar. söyleyeceklerim bu kadar.
500 tane üni var 5442534 tane bölüm. aman üni olsunda ne olursa olsun mantığı ile en sikko bölümlere gidersen sadece 4 yıl okursun. sonrası yok. sonra vay ben niye işsiz kaldım diye yanarsın. ulan siyasal mezunuyum 2 yıl tarlada inşaatta çalıştım. hiç anormal bi durum değil yani.
ülkede gereğinden fazla üniversite olması, düşük puanlarla öğrenci alımı, mezun olana kadar veya olduktan sonra kendini geliştirmeme, daha yeni mezun olmasına rağmen uçuk meblağlarda maaş istemesi vs böyle böyle uzar gider.
işsiz kalan kız ise kaşar olmamasıdır sebep. üniversiteye giden başı açık kızlar iyi kaşarlık öğrenir üniversitede işsiz kalmazlar hayatta kaşarlık yaparlar.
aga bak şimdi her şehire üniversite açılınca eğitim kalitesi düştü bu kulaklar dersi öğrenciye anlattırıp üstüne çabuk anlatın arabayı servise götürücem sözlerini duydu akademisyen'den. ha hepsi için geçerli değil ama küçük şehirlerdeki üniversitelerde kimse kimseyi sallamıyor. diğer sebep ise piyasa açığının çok çok üstünde mezun veren bölümlerin olması kapatın abi, bu adam üniversite okumasa 4 sene bir yerde çalışsa mutlaka bir şeyin ustası olur. hadi devlet çok fazla kadro açmıyor ama özele yöneliyor insanlar bu sefer de işveren öldürüyor. öğrencilerin hiç mi suçu yok.. var tabii ki. 3-4 milyar maaşım olsun, cumartesi pazar tatil olsun o olsun bu olsun.. kimse kusura bakmasın o seviyeye gelebilmek için millet yıllarını veriyor.. ayrıca öğrenci kendini geliştirmiyor bir dil veya bir sertifika sahibi olamıyor ya lol oynuyor ya Instagram dan kızlara yürüyor bu konuda gidilen şehir de çok farkediyor ama isteyen kendini geliştiriyor. şimdilik aklıma gelenler bunlar. herkesin iş bulması dileğiyle