Sinemamız artık emekleme evresini geçti, ufak adımlarla da olsa yürümeye başladık. Bu filmde (Fetih 1453 ile birlikte) o önemli adımlardan bir tanesi. Dilerim ilerde çok daha güzelleri yapılacaktır.
Gürkan Uygun filme yakışmış, rolüne uygun. Aslında korkuyordum, fragmanı izlerken acaba 'Kurtlar Vadisi-Çanakkale' modunda bir film mi olucak diye. Korktuğum başıma gelmedi.
Elbetteki sinemamız için yeni bir tür bu ve bazı kusurları var. Kurgunun zayıf olduğu, filmin akmadığı bazı kısımlar var. Gürkan Uygun her ne kadar filmi sırtlansa da diğer oyuncular biraz sönük kalıyor. Özellikle Berrak Tüzünataç'a burdan seslenmek istiyorum. Tamam, güzelsin, hemde çok güzelsin. Ama oyunculuk konusunda kötüsün, kö-tü-sün. Veremiyorsun o duyguyu, geçmiyor perdeden.
Köstümlerin tertemiz olması, hemşire kardeşlerimizin melek gibi her daim bembeyaz olması, hiç bir üniformanın asla eskiyip püskümemesi filmin gerçekçiliğine gölge düşürüyor. Türk sinemasında bir tarih filminde de kostümden not kırmayalım arkadaş, dişimi kırıcam. Öğrenemedik gitti bunu.
Son olarakta final. Elbetteki nasıl bittiğini anlatmıycam, ama asla böyle bitmemeliydi. Şu final işini bir türlü beceremiyoruz. Tam gazı körüklemişsin, seyirciyi kazanmışsın, filmi bitiriyorsun. Olur mu öyle şey. Muhakkak biraz daha sürmeliydi.
Sonuçta iyi niyetli, eli yüzü düzgün, Çanakkale Savaşını anlatma iddiasında olan en iyi, adam gibi, belkide tek filmimiz şimdilik bu.
guzel ve kaliteli bir film, bi alt versiyonu için (bkz: çanakkale çocukları) bi ust versiyonu için (bkz: çanakkale 1915). izlemeye değerdir, gurkan uyguna şapkamı çıkarıyorum, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
çanakkale ile ilgili her hafta yeni bir film çıktığından ilgi görmeyen filmdir. zaten dandiktir. asıl merak ettiğim neden bu kadar çok çanakkale filmi çekiyorlar. acaba bıktırmak için akp'nin bir politası filan mı?
Bir ara çok sıkıldım hatta koltukta yayıldım diye bilirim.
Bir kaç sahnesi iyidi.
Filimin geneline çok iyidi diyemem.
Sesler çok yoğundu, daha iyi olabilirdi.
Onun dışında basit bir çekimi vardı.
Kostümler zaten bildiğimiz gibi.
Bazı oyuncular filimde çok sırıtıyordu.
Berrak tüzünataç tv8'de bir programda fransızca ve almancayı bu denli ilk defa konuştuğunu söylemişti ve
seyircinin tepkisini merak ediyordu. Konuşması güzeldi, sırıtmadı.
yaşadığımız toprakların ne kadar çok insanın canıyla kazanıldığını bir kez daha aklımıza kazıyan, iki kardeşten yola çıkarak birçok isimsiz kahramana değinen film.
savaş sahneleri , oyuncular oldukça başarılı ve gerçekçiydi. istediğimiz biraz da emek harcadığımız zaman güzel eserler ortaya çıkarabileceğimizin de kanıtı. ama bir yandan da her dakikasıyla dolu, geniş içerikte tarihimizi anlatan daha çok filme ihtiyaç var, böyle şanlı tarihe bunun gibi daha çok sayıda film yakışır.
arkadaş çevresiyle gittiğim ve genelde beğenilen filmdir. benim açımdan değerlendirildiği vakit sonunda hıçkıra hıçkıra ağlıyordum fakat arkadaş çevremden biri güle oynaya çıktı filmden dedim ''ne anladın filmden'' sonra mala bağladı önce ''ohaaa sen o kadar ağladın anlamadan mı ağlamıştın'' gibi saçma bir cevap verdi ben de ben anladım da filmden senin ne anladığını merak ediyorum dedim. ''savaştaki insanları anlatıyoo'' dedi çekti gitti. abi ne kadar hoş lan. ben o filmin hikayesinden ziyade aslında kaybolan onca hayata ağladım. kaybolan onca hikayeye ve kaybolan onca umuda ağladım. bir kez daha aklıma geldi bir kez daha zihnimde canlandı. hayal ettim. film sayesinde daha da belirginleşti her şey bir an. sonra da bu güzelim ülke kimlere kaldı? düşünsenize bir sokakta yürüyorsunuz ve yürüdüğünüz sokak başı kaç bin tane şehit verilmiş? bunları gözardı etmek mümkün mü ya nasıl bir kafa yapısıdır nasıl bir vurdumduymazlıktır benim aklım ermiyor.
tarihi doğru bilmeyenlerin laf ettiği film. çanakkale savaşıyla ilgili ntvtarih bu ay çok güzel bir yayım yaptı. genç bir subayın günlüğünü yayımladı. kimse kusura bakmasın askere iyi bakılmış. şu fakir edebiyatını bırakıp biz vatan için her türlü maddi fedekarlığı yaparız denilmeye başlanmış olması iyi olmuş. mustafa kemal'in olmaması normal çanakkale'deki her siper de birer tane mustafa kemal yoktu. iyi hoş biz deniz savaşlarının anlatıldığı filmde bile mustafa kemal beklemiş milletiz.
son dönemlerde çıkan taş mektep, çanakkale çocukları gibi filmlere kıyasla çok çok daha iyi bir filmdir. gürkan uygun'un başarılı performansı, kendisinin canlandırdığı memati baş karakterini sonlandırıp sinemaya açılmakta doğru bir karar vermiş olduğunun göstergesidir.
--spoiler--
ayrıca filmdeki iki keskin nişancının hesaplaşması bana "enemy at the gates" filmini anımsattı. savaşın içindeki bireysel maceraların konu edilmesi filmi, diğer çanakkale filmlerinden bir adım öne götürmüş. ve sürükleyicilik katmış.
karakter seçimlerinde kocadereli eyüp, arnavut enver, yunan kostas gibi farklı milletlerden yahut farklı özelliklerden askerlerin hikayelerinin anlatılması hikayeyi daha ilgi çekici yapmış. bu askerlerin isimleri ahmet, mustafa, hüseyin olsaydı aynı çekicilikte olmazdı diye düşünüyorum. şehitlerimize saygısızlık gibi olmasın ama öyle.
atatürk'ten bahsedilmiyor diye haksız eleştiriler yapılıyor. son derece yanlış bir yaklaşım. filmdeki komutan ismail ve adamlarının düşman koyuna gönderen mektubu mustafa kemal vermiştir. mustafa kemal seslendirilmiş ve adından söz edilmiştir. filmde bir atatürk karakteri olsa, filmin kendi başkarakteri olan muhsin onbaşı ve diğer karakterleri ikinci plana atılmak zorunda kalmaz mıydı? onu geçtim, atatürk'ü ikinci planda izlettiren bir çanakkale filmi izlemek daha mı hoş olurdu? atatürk karakterinin olmayışı ve kendisine olan saygının bir mektupla hatırlatılışı bence yerinde olmuş.
kaldı ki filmde atatürk'ün yanı sıra, yahya çavuş, seyit onbaşı ve diğer birçok kahraman da yok. olmak zorunda da değil. yönetmen istediği şekilde anlatabilir. sinan çetin çanakkale savaşında "sürreallik" ilkesini katarak "çanakkale çocukları" gibi saçmasapan bir filme imza atarken bu kadar tepki almamıştı.
kahpe felek ben sana ne ettim türküsünü söyleyen vatandaşın sesi yavuz bingöl'ü anımsatmadı değil.
--spoiler--
filmle ilgili eleştiri yapmayacağım. eksik yönlerini aramaya başlarsak "Türkiye'de tarihi film çekilmesin"e kadar gider bu iş. sadece gidin izleyin diyorum. hiç sıkılmadan sonuna kadar izledim. zaten çanakkale savaşını değil sadece bir karakterin hayatından bakarak ufak bir kesitini aktarıyor. gidin verdiğiniz para boşa gitmeyecek.
gürkan uygun'un beklenildiğin dışında mükemmel oynadığı filmdir. şimdiye kadar bizler kendi mücadelemizi adamakıllı perdeye dökememiştik. bu film hakkında mükemmel filan demicem ama çekilenler arasından en iyisi denilebilir. bu bir milad olabilir türk sineması için. bir savaş filmi görmeye değil çanakkale zaferinin zorluklarını bir nebze anlamanız için gidin.
gayet kaliteli ve seviyeli bir film olmuş. kültürümüze uygun insanlar ve davranışlar mevcut. tarih filmlerini beceremeyen bir ülke insanı için güzel bir yapım olmuş. tavsiyem gidilip görülmesidir. savaşın içerisinden sadece ufak bir hikayeyi çok güzel bir şekilde anlatmışlar. oyuncular da sağlam. e gitmek de gerek, sonuçta destek şart. benim gibi bir sürü boş milliyetçi için en azından ufak bir yad etme fırsatı...
edit: ayrıca böyle mühim bir filme bu kadar az entry girilmesi büyük bir ayıp.
dün babamın gittiği ve bana "gidin görün nefis bir film olmuş" diye tavsiye ettiği film. babam ki (bkz: devils advocate), (bkz: ağır roman) gibi filmlerinden sevişme sahnesi var diye bizi sinemadan çıkaran ve sinema kültürü ancak bu kadar gelişebilen bir adamdır yani.
gelelim filme bi tane omaha beach tarzı sahne varsa eğer (bkz: saving private ryan)filmindeki gibi, izlemeyi düşünürüm. ama sadece vatan, millet, hede höde diye konuşmalar üzerineyse ve 12 askerin bir orduya savaş açması gibi saçma bir film olursa gitmeyi düşünmüyorum. ekşi ve uludağ ile takipteyim "nefis, mükemmel" gibi entryler okumadıkça gitmeyi düşünmüyorum. ama şimdilik "paranıza yazık, onun yerine iki döner bi gazoz alınır" tarzı yorumlarda gelmedi. az kaldı gitmeyi planlıyorum.
kafalar rahat olsun spoiler yok ayrıca nasıl olsun filme gitmedim ki.
çanakkale savaşında olan sayısız kahramanlıklardan bir tanesinin hikayesinin işlendiği güzel bir film olmuş. böyle filmler desteklenmeli ki daha iyileri çekilebilsin, tavsiye ederim gidin izleyin.
bir turk filmine gidip (kelebegin ruyasi istisna) para verip sonra Dda begenmeyen insanlarin old u gunu gordugumuz durumdur.alooo turk filmi diyodum ne bekliyosun.
ayrıntılara hiç dikkat edilmemiş. hesapta çanakkale savaşından bir bölüm ancak dişe dokunur tek bir savaş sahnesi yok. bazı sahneler gereksiz uzatılmış. görsel efektler kötü. iyi de para harcamışlar okuduğuma göre. ama parayı nereye harcamışlar doğrusu anlamadım. gerçi asker, hemşire ve doktorların elbiselerini temizlemek için deterjana yatırmışlardır muhtemelen. film boyunca tek bir kişi görmedim kirli dolaşan. hemşirelerin üzerine kan bile bulaşmamış. bembeyazlar adeta bir melek gibi. arkadaş biraz gerçekçi olun yahu. türk sinaması gelişsin diye yerli filmi tercih ediyorsun. sonra bir bakmışsın çıkışı tam da 18 marta denk getirilmiş insanların duygularına oynayan bir film çıkıversin. vatan millet sakarya tamam da birazda sinema!
tek artısı diğerlerinde de olduğu gibi insandaki milliyetçilik duygularını uyandırmak olan film. kısa sürdüğünden dolayı çabuk ve hızlı bitmesi, son kısmında esas oğlanın kardeşinin ölüp ölmediğinin anlaşılmamış olması -bana göre öldü- ve berrak tüzünataç ın dillere destan güzelliğiyle akıllarda kalacaktır.
