1 mayıs 1977 taksim katliamı

entry98 galeri video1
    9.
  1. böylesi önemli bir olaydan başlıca sorumlu dönemin başbakanıdır. çünkü böylesi önemli bir olay, bir anda uyanıveren bir hevesin yaratacağı bir olay sayılamaz, burada "kendiliğindenlik" söz konusu olamaz. inceden inceye hazırlanmış bir düzenle karşı karşıya kalınmıştır. her şeyden önce şunu söylememiz gerekir ki, böylesine planlı bir düzeni hükümetin haber alması, bilmesi gerekirdi. bir hükümet, bu gibi olaylar karşısında, suçu yükleyecek kişiler, kurumlar aramakla yetinemez. doğrudan doğruya kendi suçlu duruma girer. varsayalım ki, o günkü kurşunlar işçilere değil de, devlete yönelik olsaydı, huzuru korumakla görevli hükümet böyle mi davranacaktı? kaldı ki, buna benzer düzenler karşısında bir hükümet habersiz de bulunsa, onu bastırma girişimine geçer. oysa olaylar böyle geçmemiştir.

    bayramlarını kutlamak üzere toplanan işçiler, toplanma yerlerinde buluşmuşlar, sendikalar, çeşitli demokratik kuruluşlar, kendilerine gösterilen yerleri, hiçbir karışıklığa yol açmadan almışlar ve yürüyüş büyük bir ağırbaşlılıkla iyi niyetle başlamıştır. türkiye işçi sınıfının o dönemde böylesi uygar bir gösteriyi düzenleyebilmesi büyük başarıdır. olay yüzünden disk'i suçlamak isteyenlerin, suçlayanların bulunduğunu bildiğim için, konunun bu yanına dikkat çekmek istiyorum.

    taksim meydanı'nda toplanan büyük işçi kitlesinin artık dağılma zamanı yaklaşırken ne görülüyor; gayrettepe'den, mecidiyeköy'den, şişli'den ellerini kollarını sallayarak gelen bir grup, bir anda bu büyük işçi kitlesini perişan ediyorlar. ayrıntıları üzerinde dikkatle duralım; su deposunun üstünden, kimi yapıların üst katlarından açılan ateşle birkaç kişi ölerek yere devrildikten sonra, asıl istenen şey gerçekleşiyor, büyük, önüne geçilmez bir panik başlıyor. "asıl istenen şey" kelime grubunun üzerinde ısrarla durmak istiyorum, bu ortalığı karıştıran kişiler gerçi yüzbinlerce insanı öldüremezlerdi, ama ilk sokuldukları sıralarda bulunanları topluca yere serebilirlerdi. planın zalim düzenleyicisi, halki birbirine çiğnetmek yolunu yeğlemiştir.

    bunun arkasından gelen olaylar büsbütün şaşırtıcıdır; bozguncuların ortadan silinmek için yöneldikleri dar yokuşlardan aşağı, canlarını kurtarmak isteyen polislerin de koşmakta olduğu bilinmektedir. ölenler arasında bir de polis vardır. ama burada kuşku uyandıran şey, saldırıya uğrayan ve panikleyen halkın yardımına devlet güçlerinin koşmamasıdır. tepki oluyor, panzerler halkın üzerine yürüyor, niçin? tabancaları, makinalı tüfekleri bu kalabalık mı ateşlemiştir. polis de kandırılmıştır. olay günü polislerin üstlerine başkaldırması bunun kanıtıdır. unutulmaması gereken bir diğer nokta 1 mayıs günü önemli olaylar beklendiği dedikodusu daha iki gün önce istanbul'a yayılmıştır.

    hiçbir olay gününe hapsolup kalmaz; her olayın bir geçmişi, bir de geleceği vardır, ama bu geçmiş ile gelecek, olay gününün görüntüsünde mevcut değildir. türkiye'de 80 öncesi işçi sınıfı hareketi doğrudan doğruya polis aracılığıyla ezdirilirdi. çünkü işçiler, sınıf olarak gelişmemişlerdi. onları ve onlardan yana olan sayısı az aydınları izleyip, yakalayıp ezmek için gizli ve açık polis yeterliydi. türkiye'nin demokratikleşme süreci içinde ve bu sürecin gereği olarak egemen güçler, zorbalıklarını doğrudan yürütemez duruma girince, halkın uyanışını durdurmak, en azından geciktirmek için, yeni araçlar kullanmak gereğini duymuştur. batıda bu işin deneyimleri yapılmıştı, önde bir dolu örnek vardı. devlet güçlerine yardımcı vurucu başka güçler kurduruldu. gerekçe hazırdı,; sol ilerliyorsa onun karşısında sağ da gelişecekti ve bunlar çarpışacaklardı, bu çarpışma demokrasi gereği idi. böyle gösteriliyor buna inandırılmak isteniyordu halk. gençler öldürülüyor ve hükümet ses çıkarmıyordu.

    olayların altındaki nedenleri görmeyenler buna "solun solla çatışması" gibi yanlış bir isim veriyorlar. gerçek şudur ki, kanlı 1 mayıs'ta en öğretici biçimde kendini gösteren gizli plan, solun sol gibi görünenlere vurdurulmasından başka bir şey değildir.
    9 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük