bugün
- cami tuvaletinin paralı olması10
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması12
- icardi1905'in sözlüğü bozması23
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek19
- 007 slip don giysin kampanyası16
- evlilik yaşı kaç olmalıdır10
- erkeklerin sadakatsiz olması12
- okul müdürü nasıl korunabilirdi14
- anın görüntüsü13
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- kızların yedek listesi9
- sözlüğe kız getirmek10
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- libido düşmesi16
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek12
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü30
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek18
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- flörtü eleme sebepleri8
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- uludağ sözlük discord grubu8
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
türkün bayram günü.
1 Mayıs 1977 işçi bayramında 34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı olaydır.
evde oturduğu yerden " taksim'de ne işiniz var" diyenlere cevap niteliğindedir.
--spoiler--
dev, bir gövde gösterisi yapma kararı aldı. disk ülkedeki sol gruplara haber saldı. bu gelişme havayı birdenbire değiştiriverdi. gerilim arttı. o kadar ki milliyetçi basını dahi halka o gün sokağa çıkmama çağrısı yaptı. etrafa garip bir korku çöktü. sanki bir şeyler oluverecekmiş havası yayıldı.
korku duyan sadece sağ basın değildi. disk'te korkuyordu. istanbul'da izmir'de 2 kişinin öldürülmesi gerilimi iyice artırmıştı. bu gruplar taksim'de kozlarını paylaşabilirlerdi. disk bu kaygıyla 20 bin sopalı işçiyi düzeni sağlamakla görevlendirdi. hangi grubun nerede, nasıl duracağı önceden kararlaştırıldı.
ancak asıl dikkatleri çekmeyen sabahın alaca karanlığında aynı meydanın farklı noktalarına kimsenin tanımadığı bazı kişilerin yerleşmeye başlamasıydı. bunların bir bölümü taksim'in göbeğindeki intercontinental oteli'nde 213, 510 ve 713 numaralı odalarına yerleşti. diğer bir grup ise sheraton otel'in çatısında mevzilendi. bazıları ise sular idaresi'nin çatısına çıktı. artık sahne hazırdı.
saat 13.00'dan itibaren gruplar dalga dalga taksim'e doğru iki koldan yürüyüşe geçtiler. bayraklar açılmış, sloganlar atılıyor, şarkılar, türküler söyleniyor. işçisiyle, öğrencisiyle sol akın akın meydanı dolduruyordu. hiç biri birazdan nelerle karşılaşacağını bilemezdi. beklenmedik bir katılım vardı. bir bölümden beşiktaş'tan geliyor, diğerleri saraçhane ve tarlabaşı yolunu kullanıyordu. oluk oluk insan akıyordu. kortejlerin ucu bucağı görünmüyordu. meydanda adım atacak yer kalmamıştı. alana sokulmak istenmeyen devgençliler 50 bin kişilik bir grupla güvenlik kordonunu yardılar ve alana girdiler. çin yanlıları da alana sokulmak istenmedi. tarlabaşı'nda durduruldular. işte böyle bir ortamda birkaç saatlik gecikmeyle konuşmaya başlayan disk genel başkanı kemal türker sözlerini bitirmek üzeriydi ki tarlabaşı'nda gruplarda garip bir itişme başladı. önce bir el silah sesi duyuldu. ardından ikinci el daha ateş edildi. ve ne olduysa oldu. binlerce insan aniden panikledi. kimse silahın nereden patladığını anlamadı. kim ateş ediyordu? kime ateş edilmişti? gruplar arasında bir çatışma mı başlamıştı? yüzbinlerce insan canını kurtaracak bir yer arıyordu. ölümcül bir panik başlamıştı. yere düşen eziliyor, bir daha kalkamıyordu. ilk iki silah sesi adeta bir sinyaldi. ilk iki ateşten hemen sonra dört taraftan yaylım ateşi başladı. ilk anda sular idaresi'nin üstünden gelen kurşun yağmuru paniği daha da arttırdı. yoğun ateşe birdenbire intercontinental otelindekilerde başladı. disk genel başkanların bulunduğu kürsüye ateşi yoğunlaştırdılar. inanılmaz bir manzara yaşanıyordu. çoluk çocuk, genci, işçisi, öğrencisi yaşlısı, kadını, erkeği napacağını şaşırmıştı. kimse olanlara anlam veremiyordu. tam bu kargaşa içerisinde meydana nereden çıktığı anlam verilemeyen renault araba meydana ateş ederek girdi. (ateş eden kişi sonra emniyet müdürü olmuştur.) sanki bunlarda yetmiyormuş gibi sahneye panzerler girdi. paniği artıracak şekilde su sıkıyorlardı, ateş ediyorlardı. taksim artık tanınmayacak duruma girmişti. panzerlerden biri o hızla bir kadını göz göre göre çiğnedi. panzerler altında insanlar can vermeye başladı. kurşunlardan çok insanlar panzerler altında kalıyordu. panzerler, kıyma makinesi gibiydi. topluluk birbirini ezerek kazancı yokuşu'na doğru kaçıştı. aynı anda yine beklenmedik durumla karşılaştılar. kazancı yokuşu zaten dar bir sokaktı. bir de yokuşun ortalarına doğru yolu kapatacak şekilde kamyon konulmuştu. bu bir ölüm tuzağıydı. sıkıştılar, kaçamadılar.
bu korkunç olay aslında 15-20 dakikayı aşmadı. sesler kesildiğinde taksim, sihirli bir el tarafından boşaltılıvermişti, koskoca meydan savaş alanı gibiydi. bayraklar, slogan dolu pankartlar, bu insanların bırakıp kaçtığı eşyalar, etrafa dağılmış, alan ölüm sessizliğine bürünmüştü. geriye 34 ölü, yüzlerce yaralı kalmıştı. ölenlerin cesetleri bir araya toplandı, kimlikleri belirlendi. ve sessizce kaldırıldılar. kanlı 1 mayıs bitmişti.
perde bitti, ışıklar söndü.
--spoiler--
--spoiler--
dev, bir gövde gösterisi yapma kararı aldı. disk ülkedeki sol gruplara haber saldı. bu gelişme havayı birdenbire değiştiriverdi. gerilim arttı. o kadar ki milliyetçi basını dahi halka o gün sokağa çıkmama çağrısı yaptı. etrafa garip bir korku çöktü. sanki bir şeyler oluverecekmiş havası yayıldı.
korku duyan sadece sağ basın değildi. disk'te korkuyordu. istanbul'da izmir'de 2 kişinin öldürülmesi gerilimi iyice artırmıştı. bu gruplar taksim'de kozlarını paylaşabilirlerdi. disk bu kaygıyla 20 bin sopalı işçiyi düzeni sağlamakla görevlendirdi. hangi grubun nerede, nasıl duracağı önceden kararlaştırıldı.
ancak asıl dikkatleri çekmeyen sabahın alaca karanlığında aynı meydanın farklı noktalarına kimsenin tanımadığı bazı kişilerin yerleşmeye başlamasıydı. bunların bir bölümü taksim'in göbeğindeki intercontinental oteli'nde 213, 510 ve 713 numaralı odalarına yerleşti. diğer bir grup ise sheraton otel'in çatısında mevzilendi. bazıları ise sular idaresi'nin çatısına çıktı. artık sahne hazırdı.
saat 13.00'dan itibaren gruplar dalga dalga taksim'e doğru iki koldan yürüyüşe geçtiler. bayraklar açılmış, sloganlar atılıyor, şarkılar, türküler söyleniyor. işçisiyle, öğrencisiyle sol akın akın meydanı dolduruyordu. hiç biri birazdan nelerle karşılaşacağını bilemezdi. beklenmedik bir katılım vardı. bir bölümden beşiktaş'tan geliyor, diğerleri saraçhane ve tarlabaşı yolunu kullanıyordu. oluk oluk insan akıyordu. kortejlerin ucu bucağı görünmüyordu. meydanda adım atacak yer kalmamıştı. alana sokulmak istenmeyen devgençliler 50 bin kişilik bir grupla güvenlik kordonunu yardılar ve alana girdiler. çin yanlıları da alana sokulmak istenmedi. tarlabaşı'nda durduruldular. işte böyle bir ortamda birkaç saatlik gecikmeyle konuşmaya başlayan disk genel başkanı kemal türker sözlerini bitirmek üzeriydi ki tarlabaşı'nda gruplarda garip bir itişme başladı. önce bir el silah sesi duyuldu. ardından ikinci el daha ateş edildi. ve ne olduysa oldu. binlerce insan aniden panikledi. kimse silahın nereden patladığını anlamadı. kim ateş ediyordu? kime ateş edilmişti? gruplar arasında bir çatışma mı başlamıştı? yüzbinlerce insan canını kurtaracak bir yer arıyordu. ölümcül bir panik başlamıştı. yere düşen eziliyor, bir daha kalkamıyordu. ilk iki silah sesi adeta bir sinyaldi. ilk iki ateşten hemen sonra dört taraftan yaylım ateşi başladı. ilk anda sular idaresi'nin üstünden gelen kurşun yağmuru paniği daha da arttırdı. yoğun ateşe birdenbire intercontinental otelindekilerde başladı. disk genel başkanların bulunduğu kürsüye ateşi yoğunlaştırdılar. inanılmaz bir manzara yaşanıyordu. çoluk çocuk, genci, işçisi, öğrencisi yaşlısı, kadını, erkeği napacağını şaşırmıştı. kimse olanlara anlam veremiyordu. tam bu kargaşa içerisinde meydana nereden çıktığı anlam verilemeyen renault araba meydana ateş ederek girdi. (ateş eden kişi sonra emniyet müdürü olmuştur.) sanki bunlarda yetmiyormuş gibi sahneye panzerler girdi. paniği artıracak şekilde su sıkıyorlardı, ateş ediyorlardı. taksim artık tanınmayacak duruma girmişti. panzerlerden biri o hızla bir kadını göz göre göre çiğnedi. panzerler altında insanlar can vermeye başladı. kurşunlardan çok insanlar panzerler altında kalıyordu. panzerler, kıyma makinesi gibiydi. topluluk birbirini ezerek kazancı yokuşu'na doğru kaçıştı. aynı anda yine beklenmedik durumla karşılaştılar. kazancı yokuşu zaten dar bir sokaktı. bir de yokuşun ortalarına doğru yolu kapatacak şekilde kamyon konulmuştu. bu bir ölüm tuzağıydı. sıkıştılar, kaçamadılar.
bu korkunç olay aslında 15-20 dakikayı aşmadı. sesler kesildiğinde taksim, sihirli bir el tarafından boşaltılıvermişti, koskoca meydan savaş alanı gibiydi. bayraklar, slogan dolu pankartlar, bu insanların bırakıp kaçtığı eşyalar, etrafa dağılmış, alan ölüm sessizliğine bürünmüştü. geriye 34 ölü, yüzlerce yaralı kalmıştı. ölenlerin cesetleri bir araya toplandı, kimlikleri belirlendi. ve sessizce kaldırıldılar. kanlı 1 mayıs bitmişti.
perde bitti, ışıklar söndü.
--spoiler--
Failleri halen bulunamamıştır ve ne yazık ki bulunmayacaktır.
solcular fraksiyonlara ayrılırken biraz kan dökmüşler gibi duruyor olay.
güncel Önemli Başlıklar