bugün

ben bu yazıyı öylesine yazdım

insanlara alışmaktan sıkıldım, alıştığımda yok oluşlarından, en ihtiyaç duyduğum anda yanımda olmayışlarından, özlediğim kokunun en sevinçli zamanlarım da beni sadece izlemekte olmasından içi dolu ama benim yanımda olmayan mezara ne anlatabilirim ki... rüyalarım süsleniyor sadece uyandığımda yüzümde mutlu ama saniyeler sonra geçicek olan, metrobüs yolu kadar düzgün değildir hayat bilirim, dolmuşlar gibi her yola sapan etrafı dolaşan kıvrımlı yollardır... ama bazen rest çekmek istiyorum bu saçmalıklardan, yaşamak istediğim varken neden yaşamak istemediklerimle sorumluyum, sevdiklerim neden ben olmayınca mutlu olabiliyorlar ya da ben bazı anlarda akıllarına geliyorum o an bensizliği yaşamak istiyorlar oysa bir telefon yakınlarındayım... özlüyorum hayatım da beni mutsuz edenleri bile en kötü zamanlarım da bile bunları özleyebiliyorum nedendir tüm olumsuzluklardan sıyrılamıyorum, ben bu kadar düştüm mü acaba ? ya da saçma bir hayat yaşıyorum beni mutsuz edenler bile doldurabiliyor mu boşluğu?
tek düzeyde devm etmiyor düşünlerim önce kendime yaşıyorum dedikçe birileri çıkıyor alt üst oluyor yaşantım, sahte insanlar, her zamankinden farksız düşünceler, klasik yaşam tarzları, hep dillerinde seviyorum seni, inanacakmıyım? yoksa yine rol mu yapmalıyım?
boşvermeliyim herkesi, aşkını yüzük diye parmağıma taktığım yalanı, ben olmalıyım tüm saçmalıklardan sıyrılıp, özümde ki çocuk ruhlu olmalıyım o zaman hiç bir güç pes etmemi sağlamayacaktır, zaten pes etmedim onca kayıplar yaşasamda, üzüntülerim içimde patlamaya hazır yanardağ misali bunlarla güçlenmeliyim, kendime yeni bir hayat tasarlamalıyım içinde sadece ben olan... diğerleri zaten beni unutanlar, bir ben kaldım geriye yarattığım okyanusum da yüzüyorum...