bugün
- ismail kartal14
- bik bik için diktiğim etek17
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı9
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- sjsjsjsjsjsjsjsjsjsjsj sjs10
- insan olmaya ceyrek kala8
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor12
- sokak hayvanları uyutulacak66
- anın görüntüsü10
- icardi190535
- psiko bal porsugu8
- galatasaray22
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması12
- geldi yine deli11
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı8
- age of empires'in üstüne oyun var mı12
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı16
- 22 mayıs 2024 atalanta bayer leverkusen maçı10
- gecenin şarkısı9
- rusların en iyi olduğu şeyler26
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi15
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması14
- erkeklerin sözlükte durma nedeni10
- hangi sözlük erkeğiyle evlenmek istersin8
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı26
- unutulan ünlüler11
- işid'in bütün yaptıkları meşrudur10
- karınızla gratise gider misiniz12
- sokak köpeklerini isteyen evinde baksın9
- fazla bilinmeyen harika şeyler8
- ankarayı öven tip17
- mert hakan yandaş10
- manyak olmaya karar verdim9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması14
- kaza yerinin tespiti iran ihası tarafından yapıldı8
- bugün üike olarak resmi yastayız12
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl12
- türk kızları neden gülümsemiyor8
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı10
- bir şarkı sözü der ki11
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz14
- icardi1905'i silip atmak20
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider8
- ellerim bos gonlum hos9
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
kitap mı bu? sanmıyorum. evrenin varoluşundan bugüne yazılabilmiş olanların ve en önemlisi yazılabileceklerin en iyisi. kinyas'ın * dediği gibi belki de:
"en aşağıda olmak en iyisidir. nereden baktığına bağlı."
kesinlikle okunmalı.
ve filmi çekilmeli bu kitabın. sinema salonlarındaki milyonlar isyan edip dünyayı talan etsin diye. ahanda film kadrosu;
yönetmen: fatih akın.
kinyas: kenan imirzalıoğlu.
kayra: birol ünel.
efla: özgü namal.
senaryo: hakan günday & fatih akın.
-----------------------------------------------------------------------------
edit: aradan aylar geçmiş. ben yine, hala kinyas'ın ve kayra'nın cümleleri eşliğinde şehirlerin sokaklarında yürüyorum. beynimde, zihinsel ölümün olabilite hesapları. insanlara çarpmıyorum artık. ve, ciddi manada, hiçbir şeye içerlemiyorum.
"ölüm"den daha acı hiçbir duygu, düşünce ve tavır göremediğim için, ölümlü olan insanlık için üzülüyorum.
dedim ya, aradan aylar geçti. artık, bu kitaba el sürmüyorum. deliliğin yamaçlarından aşağı paraşütsüz atladığım için buz gibi zeminle öpüşmem an meselesi.
abartmıyorum da ama. hiçbir ortamda anlatmıyorum artık bu kitabı. okuması için insanlara yalvarmıyorum. sadece ve sadece bir daha eski ben olamayacağım için üzülüyorum. canım acıyor. insanların yüzlerine bakıyorum. kayra'yı düşünüyorum . çırılçıplak, o karanlık odada. zihinsel ölüm'ünün yedinci yılında. paramparça oluyor içerimde bir şeyler!
gitmek istiyorum afrika'ya! kayra'yı uyandırmaya! hala, "hayatta tatmadığın çok duygu var" diye, bağırmak istiyorum!
bunun imkansızlığını gördüğümde küfrediyorum! herkese ve her şeye!
sonra, kinyas geliyor aklıma. ülkemin başkentindeki kinyas. ve, o'nun zihinsel ölümü. yine canım acıyor. açık adres arıyorum sayfa aralarında. bulamıyorum. üzülüyorum. üzülüyorum. üzülüyorum...
bir hikayenin, olmayan iki insanın nasıl bu kadar gerçekçi ve nasıl bu kadar içten olabildiklerine inanamıyorum. sonra, korkuyorum. "ya biz yalan isek" diyorum, kendi kendime. "kinyas ve kayra gerçek fakat ya biz yalan isek?"
tuzla buz oluyor her şey!
her şey var'la hiçbir şey yok birbirine giriyor.
ve ben, 27 yaşımın vermiş olduğu tüm gerekli/gereksiz bilgi ve hayat kırıntılarım ile artık hayattan ne istediğimi çok iyi biliyorum:
"ölümsüz, ölümün olmadığı bir dünya!"
biliyorum. gerçekleşmeyecek bir istek bu. yalnız, neyi istemediğimi de çok iyi biliyorum:
"mutluluk!"
--------------------------------------------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------------------------------------------
--spoiler--
--spoiler--
ölüm mutlu bir son olamazdı kimse için. ama yine de insanlar kendilerini kandırmak için hayatlarını dönemlere bölüyorlar. ve, ancak o dönemlere mutlu son'lar uydurabiliyorlar. oysa hayat her bölümünde ayrı bir hikayenin döndüğü neşreli bir dizi değil sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdir. sayfa 376.
----------------------------------------------------------------------
insanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlığıdır. sayfa 547.
----------------------------------------------------------------------
intihar; nefsi müdafadır, asil olan ise ölüm eylemimi başkasının gerçekleştirmesidir.
----------------------------------------------------------------------
"hicbir sey yok! hicbir sey yok! hicbir sey yok... "
----------------------------------------------------------------------
"artık zamanı geldi. artık acı zamanı. siddetin siiri duyulmalı. "cash from chaos" günlerindeki gibi. kargasa baslamalı. ınsanlar aglamalı. dünya üstündekileri kusturacak kadar hızlı dönmeli. perde aralanıp iceriye kanın soguk kokusu yayılmalı. ıftiralar, takipler, tahminler, tehditler, intikam yeminleri megafonlardan evlere sızmalı. görünmez adamların barbecue partilerinde ücüncü dünya ülkelerine bictikleri kefen yırtılmalı. arkasında hicbir teskilatı güc bulunmayan parmak tetigi cekip tek basına bir insanın sahip olabilecegi bütün deliligi göstermeli. uyuyan halkların yataktan düsme zamanı geldi. gözkapaklarının jiletlerle kesilmesinin zamanı."
-----------------------------------------------------------------------
arka kapak:
"hiç uykum yok.hiç uyuyamıyorum. domuz gibi içiyorum.ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. sabaha beş saat var. annemi düşünüyorum. nerededir şimdi? aynada kendime bakıyorum bazen.ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor.sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir japon tarafından çok daha iyi işlenmişi.sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. bileklerimdeki otuz dört dikiş. medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi.ve sırtımı kaplayan, tanrı'nın yüzü.
bilmiyorum...
hızlı yaşadım.ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! ancak hayattayım.
kayra,bir gün bana 'mutsuzluguna hiçbir çare aramıyorsun'demişti."
----------------------------------------------------------------------
"az yedim çok içtim. hala içiyorum. alkolü kendime yakıştırdım. her türlü uyuşturucadan tattım. bağımlılıktan nefret ettim. gitmemi, terk etmemi engeller diye. ne bir maddeye ne bir insana bağlandım. sırf bunu kendime kanıtlamak için eroin kullandım, aşık oldum. ikisini de arkama bakmadan bırakıp gittim. geçmişe tükürüp geleceği çiğnedim. dünyayı bir oyuncağa çevirdim. ayak basmadığım yer kalmadı. kalan varsa, onları da amuda kalkar geçerim!
duvarlara, bedenime resimler çizdim. bir gün öyle bir gürledim ki önümde duran şarap kadehi çatladı. benim adım hitler. kendi ordumu kurmak için bir sürü kadına tohumlarımı bıraktım. şimdiyse ağlıyorum. hepimiz için. çünkü hiçbiri işe yaramadı."
--spoiler--
--spoiler--
"en aşağıda olmak en iyisidir. nereden baktığına bağlı."
kesinlikle okunmalı.
ve filmi çekilmeli bu kitabın. sinema salonlarındaki milyonlar isyan edip dünyayı talan etsin diye. ahanda film kadrosu;
yönetmen: fatih akın.
kinyas: kenan imirzalıoğlu.
kayra: birol ünel.
efla: özgü namal.
senaryo: hakan günday & fatih akın.
-----------------------------------------------------------------------------
edit: aradan aylar geçmiş. ben yine, hala kinyas'ın ve kayra'nın cümleleri eşliğinde şehirlerin sokaklarında yürüyorum. beynimde, zihinsel ölümün olabilite hesapları. insanlara çarpmıyorum artık. ve, ciddi manada, hiçbir şeye içerlemiyorum.
"ölüm"den daha acı hiçbir duygu, düşünce ve tavır göremediğim için, ölümlü olan insanlık için üzülüyorum.
dedim ya, aradan aylar geçti. artık, bu kitaba el sürmüyorum. deliliğin yamaçlarından aşağı paraşütsüz atladığım için buz gibi zeminle öpüşmem an meselesi.
abartmıyorum da ama. hiçbir ortamda anlatmıyorum artık bu kitabı. okuması için insanlara yalvarmıyorum. sadece ve sadece bir daha eski ben olamayacağım için üzülüyorum. canım acıyor. insanların yüzlerine bakıyorum. kayra'yı düşünüyorum . çırılçıplak, o karanlık odada. zihinsel ölüm'ünün yedinci yılında. paramparça oluyor içerimde bir şeyler!
gitmek istiyorum afrika'ya! kayra'yı uyandırmaya! hala, "hayatta tatmadığın çok duygu var" diye, bağırmak istiyorum!
bunun imkansızlığını gördüğümde küfrediyorum! herkese ve her şeye!
sonra, kinyas geliyor aklıma. ülkemin başkentindeki kinyas. ve, o'nun zihinsel ölümü. yine canım acıyor. açık adres arıyorum sayfa aralarında. bulamıyorum. üzülüyorum. üzülüyorum. üzülüyorum...
bir hikayenin, olmayan iki insanın nasıl bu kadar gerçekçi ve nasıl bu kadar içten olabildiklerine inanamıyorum. sonra, korkuyorum. "ya biz yalan isek" diyorum, kendi kendime. "kinyas ve kayra gerçek fakat ya biz yalan isek?"
tuzla buz oluyor her şey!
her şey var'la hiçbir şey yok birbirine giriyor.
ve ben, 27 yaşımın vermiş olduğu tüm gerekli/gereksiz bilgi ve hayat kırıntılarım ile artık hayattan ne istediğimi çok iyi biliyorum:
"ölümsüz, ölümün olmadığı bir dünya!"
biliyorum. gerçekleşmeyecek bir istek bu. yalnız, neyi istemediğimi de çok iyi biliyorum:
"mutluluk!"
--------------------------------------------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------------------------------------------
--spoiler--
--spoiler--
ölüm mutlu bir son olamazdı kimse için. ama yine de insanlar kendilerini kandırmak için hayatlarını dönemlere bölüyorlar. ve, ancak o dönemlere mutlu son'lar uydurabiliyorlar. oysa hayat her bölümünde ayrı bir hikayenin döndüğü neşreli bir dizi değil sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdir. sayfa 376.
----------------------------------------------------------------------
insanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlığıdır. sayfa 547.
----------------------------------------------------------------------
intihar; nefsi müdafadır, asil olan ise ölüm eylemimi başkasının gerçekleştirmesidir.
----------------------------------------------------------------------
"hicbir sey yok! hicbir sey yok! hicbir sey yok... "
----------------------------------------------------------------------
"artık zamanı geldi. artık acı zamanı. siddetin siiri duyulmalı. "cash from chaos" günlerindeki gibi. kargasa baslamalı. ınsanlar aglamalı. dünya üstündekileri kusturacak kadar hızlı dönmeli. perde aralanıp iceriye kanın soguk kokusu yayılmalı. ıftiralar, takipler, tahminler, tehditler, intikam yeminleri megafonlardan evlere sızmalı. görünmez adamların barbecue partilerinde ücüncü dünya ülkelerine bictikleri kefen yırtılmalı. arkasında hicbir teskilatı güc bulunmayan parmak tetigi cekip tek basına bir insanın sahip olabilecegi bütün deliligi göstermeli. uyuyan halkların yataktan düsme zamanı geldi. gözkapaklarının jiletlerle kesilmesinin zamanı."
-----------------------------------------------------------------------
arka kapak:
"hiç uykum yok.hiç uyuyamıyorum. domuz gibi içiyorum.ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. sabaha beş saat var. annemi düşünüyorum. nerededir şimdi? aynada kendime bakıyorum bazen.ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor.sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir japon tarafından çok daha iyi işlenmişi.sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. bileklerimdeki otuz dört dikiş. medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi.ve sırtımı kaplayan, tanrı'nın yüzü.
bilmiyorum...
hızlı yaşadım.ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! ancak hayattayım.
kayra,bir gün bana 'mutsuzluguna hiçbir çare aramıyorsun'demişti."
----------------------------------------------------------------------
"az yedim çok içtim. hala içiyorum. alkolü kendime yakıştırdım. her türlü uyuşturucadan tattım. bağımlılıktan nefret ettim. gitmemi, terk etmemi engeller diye. ne bir maddeye ne bir insana bağlandım. sırf bunu kendime kanıtlamak için eroin kullandım, aşık oldum. ikisini de arkama bakmadan bırakıp gittim. geçmişe tükürüp geleceği çiğnedim. dünyayı bir oyuncağa çevirdim. ayak basmadığım yer kalmadı. kalan varsa, onları da amuda kalkar geçerim!
duvarlara, bedenime resimler çizdim. bir gün öyle bir gürledim ki önümde duran şarap kadehi çatladı. benim adım hitler. kendi ordumu kurmak için bir sürü kadına tohumlarımı bıraktım. şimdiyse ağlıyorum. hepimiz için. çünkü hiçbiri işe yaramadı."
--spoiler--
--spoiler--
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar