bugün

farsçada bilge anlamına gelen kelime.
hakan günday'ın kinyas ve kayra romanında adı geçen, güzel bir kız ismi.

--spoiler--
"14 yaşımdayken gittiğim okulda bir kız vardı. adı eflâ. siyah büyük gözleri bana bakardı. ona birkaç hikaye anlattım. anladığım kadarıyla çizdim hayatı göğsüne. bir ay boyunca bana aşık kaldı. sonra bıraktı elimi. ben düştüm. defalarca buldum onu. gittim peşinden. sevgilim olması için para teklif ettim. aşkım dışında bütün dünyayı teklif ettim. hatta 17 yaşımdayken istanbul'da karşılaştığımızda beni dudağımdan öpmesi karşılığında ona arabamı vereceğimi söyledim. hala siyah ve iri olan gözleriyle bana bakıp, 'bir içki ısmarlasan daha iyi olur!' dedi. işte, ben o kıza aşık olabilirdim. gerçek bir duyguya hiç bu kadar yaklaştığımı hatırlamıyorum. yıllarca sevişmemiş birinin orgazmına benzerdi, şimdiye kadar hiç harcamadığım bedenimdeki olanca sevgiyle onu süslemek."
--spoiler--
" bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma efla "

evet görüldüğü üzere cümle içerisinde pekte iyi durmadı.
kinyas ve kayra yı okuyup araştırma yaparken adına rast geldiğim yeni bir yazar. hoş gelmiş.

--spoiler--
umarım efla gibi yapmaz kinyasını beklersin ya da sevdiğini söylersin gitmesini engellersin..
--spoiler--
dredg seven sayılı kişilerden biri kendisi.
daha kullandığı terimlerden bile birhaber olan postalcı kişilik
(bkz: #14456957) kurbağa olucaktı o. kaynar suya atılan kurbağa sıçrayıp kaçar , ama su yavaşça ısıtılırsa tepki vermez. bunu demeye çalışmış.
insanı bol bol en 24'ünden ayar eden triplere sahip, bazen dünyanın en çekilmez, bazen de en sinir dişisidir efla. Bu saydığım bir kaç çekilmez safsatanın yanında, hani kendi kendinize dersiniz ya (dediniz mi bilmiyorum, dememişsinizdir muhtemelen) "Aha işte oğlum o kız." Hani düşlersiniz lisedeymiş gibi, bir şeyler yaptığınızı, bir yerlere gidip bir şeyler paylaştığınızı, düşününce bile yapmış gibi olur, heyecanlanırsınız. işte o heyecandır bir de efla.
seviyorum ifadesi bir çok farklı yer de bir çok farklı anlam içerir. tabi ki içinden en değerli olanı, en hissedilerek söylenenidir ve insan bunu sadece bir kere hissedebilir, bundan da emindir. Harbi harbi seviyorum ve diyorum, demiştik bile, "belki değil mutlak." diye.