bugün
- dünya bandırmalılar günü12
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak13
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek16
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü29
- karşı cinse giyim önerileri13
- okul müdürü nasıl korunabilirdi11
- icardi1905'in sözlüğü bozması11
- türkiye den soğuma sebepleri11
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- eric bana9
- bir erkeği cezbeden şeyler19
- tamirciye veren kadın12
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- anın görüntüsü14
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- motosikletle 210 km hız yapmak11
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- şu an hissedilen duygu17
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek10
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- flörtü eleme sebepleri20
- öğretmen maaşları15
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek27
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması11
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- eloande'ye zengin koca bulmak8
pazar günleri için babam'dır.
kolay büyümüyoruz hiçbirmiz. bunu fark etmek için uzun yıllar geçmesi, geçen bu uzun yıllarda da yaptığımız hataların boyumuzu aşması gerekiyormuş. işte burda yine zaman giriyor devreye. önceden çok kızsan da, beyaz atlet, beyaz don, beyaz çorap giymenin ne anlama geldiğini anlıyorsun. beyaz demek bağlılık demektir.
çocuktum. babam hafta içi çalışır ve tek tatil günü olan pazar gününü hep beraber geçirmemiz için uğraşırdı. pazar günleri tüm ailenin birlikte olması bir kuraldı ve planlar bu kurala göre yapılırdı. arkadaşlarla pazar günleri buluşulmazdı örneğin veya ödev varsa pazar gününe bırakılmazdı. çünkü ailenindi o gün!
kızardım, hatta kaçmaya çalışırdım pazar günleri. ulan arkadaşlarımızla da mı görüşemeyeceğiz düşüncesi her ergenin beynini kemisen ve damarlarında hızlı akan kanın daha da hızlanmasına sebep olur. işte öyle zamanlar. anlayamamışlıklar.
şunu diyeceğim, benim babam pazar günleri beyazlar giyerdi. derdi ki, sen temiz olursan etrafındakine saygını belli edersin. sen nasılsan çevren de ona göre şekillenir. sanki içindeki beyaz donu ve atleti dışardakiler görüyormuş gibi davranırdı. evet görmezlerdi. ama içsel olarak etrafına saygı göstermenin mutluluğunu yaşar bunun önemini bize anlatmaya çalışırdı.
beyaz çorap giyerdi örneğin ve ayakkabıları her pazar sabahı boyanırdı. temizlik önemliydi. temizlik önce kendine sonra etrafına saygıydı. beyaz senin temsil eden bir renktir. anlamam pek de erken olmadı.
şimdi bakıyorum etrafıma, ne kendine saygı duyan var ne etrafındakilere. sadece giyimle olmaz tabi ki saygı, ailene zaman ayırmaktır. arkadaşlarla geçireceğin birkaç saat, aileyle geçirilecek saatlere oranlanmaya başladımı fenalaşmış demektir tüm dengeler. ailen yoksa sen de yoksun aslında. bunu herkes anlamalı.
şimdilerde hayatımızda değişen bir şey yok. hala pazar günleri özel, ne kadar aile fertleri kendi hayatını kurup ayrı yaşasa da, babam hala pazar günleri beyazlar içinde beklemekte. bu durumu bilmek ne kadar kendi hayatınızı kursanız da etken yaratıbiliyor insanda. çok değil bir kaç saatinizi ailenize ayırmanızı ve bağlarınızı koparmamanızı sağlıyor. demek ki benim babam, pazarları beyaz giyinerek bize "bir" olmayı öğretmiş. ve ben hala daha pazar günlerini beni bekleyen babamın, yani ailemin yanında geçirmeyi yeğliyorum. tabi ki beyazlar içinde.
kolay büyümüyoruz hiçbirmiz. bunu fark etmek için uzun yıllar geçmesi, geçen bu uzun yıllarda da yaptığımız hataların boyumuzu aşması gerekiyormuş. işte burda yine zaman giriyor devreye. önceden çok kızsan da, beyaz atlet, beyaz don, beyaz çorap giymenin ne anlama geldiğini anlıyorsun. beyaz demek bağlılık demektir.
çocuktum. babam hafta içi çalışır ve tek tatil günü olan pazar gününü hep beraber geçirmemiz için uğraşırdı. pazar günleri tüm ailenin birlikte olması bir kuraldı ve planlar bu kurala göre yapılırdı. arkadaşlarla pazar günleri buluşulmazdı örneğin veya ödev varsa pazar gününe bırakılmazdı. çünkü ailenindi o gün!
kızardım, hatta kaçmaya çalışırdım pazar günleri. ulan arkadaşlarımızla da mı görüşemeyeceğiz düşüncesi her ergenin beynini kemisen ve damarlarında hızlı akan kanın daha da hızlanmasına sebep olur. işte öyle zamanlar. anlayamamışlıklar.
şunu diyeceğim, benim babam pazar günleri beyazlar giyerdi. derdi ki, sen temiz olursan etrafındakine saygını belli edersin. sen nasılsan çevren de ona göre şekillenir. sanki içindeki beyaz donu ve atleti dışardakiler görüyormuş gibi davranırdı. evet görmezlerdi. ama içsel olarak etrafına saygı göstermenin mutluluğunu yaşar bunun önemini bize anlatmaya çalışırdı.
beyaz çorap giyerdi örneğin ve ayakkabıları her pazar sabahı boyanırdı. temizlik önemliydi. temizlik önce kendine sonra etrafına saygıydı. beyaz senin temsil eden bir renktir. anlamam pek de erken olmadı.
şimdi bakıyorum etrafıma, ne kendine saygı duyan var ne etrafındakilere. sadece giyimle olmaz tabi ki saygı, ailene zaman ayırmaktır. arkadaşlarla geçireceğin birkaç saat, aileyle geçirilecek saatlere oranlanmaya başladımı fenalaşmış demektir tüm dengeler. ailen yoksa sen de yoksun aslında. bunu herkes anlamalı.
şimdilerde hayatımızda değişen bir şey yok. hala pazar günleri özel, ne kadar aile fertleri kendi hayatını kurup ayrı yaşasa da, babam hala pazar günleri beyazlar içinde beklemekte. bu durumu bilmek ne kadar kendi hayatınızı kursanız da etken yaratıbiliyor insanda. çok değil bir kaç saatinizi ailenize ayırmanızı ve bağlarınızı koparmamanızı sağlıyor. demek ki benim babam, pazarları beyaz giyinerek bize "bir" olmayı öğretmiş. ve ben hala daha pazar günlerini beni bekleyen babamın, yani ailemin yanında geçirmeyi yeğliyorum. tabi ki beyazlar içinde.
güncel Önemli Başlıklar