bugün

dinle alay eden insan

insanların bir birine güvenini sarsıp sosyal patlamalar ile kendini gösteren olgulardan bir tanesi. toplum içinde yaşanan her türlü başkalarına saygısız hareket aradaki mesafeyi açıp karşısına rahatlıkla şiddet uygulayabilecek pozisyona getirir. düşünce özgürlüğü diye olayı saygısızlık boyutuna taşıyanlar farkında olmadan toplumun ahlaki değerlerini bozup suç oranlarının artmasına yol açıyor.

yıllar sonra bizim memlekette insanlar eskiden bir birini severdi, saygı gösterirdi, insanlar tecavüz etmezdi, sevdiği insanın başını testereyle kesmezdi diyeceğiz. niye böyle olduk diye düşüneceğiz. ama düşünce özgürlüğü diyerek bir birimizin değerlerine küfredip durduğumuzu hatırlayacak mıyız acaba?

mesela türban olayını ele alalım. bir 28 şubat süreci yaşandı. ondan önce üniversitelerde türbanlı okuyabilen kızlarımızla hiç bir sorunu olmayan kesimler 28 şubat'tan sonra aşırı bir saldırı ve kamplaşmaya gittiler. türbanlı insanlar, aileleri ve türban destekçileri bir birlerine olmadık laflar ile saldırmaya başladılar. şimdi burda 20 yaşlarında insanlar o devirlerdeki insanların karşılıklı bir birlerinin giyimine saygı duyup karışmadıklarından habersiz ve zannediyorlar ki türban türkiye'de yıllardır yasak. bu örnek aşırı ayrıştırıcı olduğu için dediklerim anlaşılmayacak ve yine aynı kamplaşma ile hakaret veya düşüncelerime saygısızlık göreceğim. eskiden bir ateist ile karşılıklı oturup yer içer eğlenir, düşüncelerimizi karşılıklı tartışırdık. günümüzde televizyona bakın nerdeyse adamlar bir birlerini boğacak.

toplumu yasalar çıkararak ayrıştıran, kamplara bölen insanlara lanet olsun. insanlar kanunlar işlerine geldiği zaman ne kadar saygılı olsalarda bir saatten sonra o kanun zamanla geçerliliğini kendiliğinden kabul ettiriyor ve bir hakmış gibi savunulur oluyor. yıllar önce insanların türbanına karışılmasın diye solcu arkadaşlarla okulun girişinde oturma eylemi yapmıştık. şimdi aynı eylemi yapmaya kalksan solcular seninle kavgaya geliyor. benim gürüşüme zulüm edenlerle birlikte olan insana nasıl güvenip sevebilirim? aramızda bir tartışma geçse şiddetini nerelere kadar çıkartabilirim? örnek vermek gerekirse düşman olduğum değerleri savunan ve benim değerlerimle alay eden biriyle kavşakta önce geçmek için karşılaşsak veya kazara omuzuma çarpsa onu veya beni ne tutabilir? "olur böyle şeyler" diyip geçip gitmek varken "lan bu ibne benim dinimle alay edenlerden" diyip iyice sinirlenmez miyim?

siz düşüncelerizi özgürlük adı altında satmaya dilerseniz devam edin. ama sosyal patlamaların bir sebebi de kendimiz olduğunu unutmayalım.