bugün

dört mü lan o

Çok uzun oldu 4’te buralara uğramayalı.

Şiir yazmaya erken yaşta başladım, o yüzden imgelerde boğuldum; her şeyde sevgiden parçalar aradım. Anlatamadım kendimi, anlatamadığını anlamamıştır insan; anlayamadım.

5 sene önceden kalma bir arkadaşımla görüştüm birkaç gün önce. Zaman ikimizden de çok fazla şey götürmüş. Eskileri yâd ederken geceleri sessiz sokaklarda gezdikten sonra buraya gelip entry girdiğim günler canlandı gözümde.

Arkadaşlık konusunda vefalı birisi sayılmam, hayırsız arkadaşlardanmışım ben, arkadaşımla oturunca farkettim. Keskin ve dar sınırlı birisine dönüşmüşüm. Olmak istemediğim kişiyi anlatırdım hep, o da anlatırdı. ikimiz de olmak istemediğimiz kişiler olmuşuz. Yaşlar artık 30’a dayanmış, eski neşelerin kırıntısı bile mutlu etti bizleri.

10 sene önceki benle bugünkü ben karşılaşsa 10 sene önceki beni bir güzel döver sonra da görüşmemek üzere kalkıp giderdim. 5 sene önceki ben ile karşılaşsam öğrenecek çok şey var der oturur saatlerce dinlerdim. En çok da o günleri dinlerdim.

Hiçbir zaman tam anlamıyla mutsuz olmadım ben. Yapımda böyle bir şey yok, bir miktar Polyana bolca halı altına süpürmekle yoğrulmuş bir kişilik. Sadece 5 senedir bir isteğim var. Tüm duaları ettim bir türlü tutturamadım.

Zaman acımasız davranıyor insana. Olmasını istediklerini diletiyor önce insana. Sonra da geçmişten bir anı gösterip o zamana gitme isteğiyle olacağı dayatıyor. Gel de kızma zamana.

Bana hep hatayı kendinde aramak öğretildi. Çuvaldız işaret parmağım gibiydi, batıra batıra arsızı oldum. Öyle ya ne olursa olsun kişinin kendi kontrolündedir ve olumsuzluklarda tam sorumlu kişinin kendisidir. Bir soruya evet cevabını alamamak kişinin yetisizliğidir. iş hayatı tam da bunu öğretti bana.

Yine bir 4 ve ben bu hikayenin başladığı yerden yazıyorum tekrar buraya. 7 mi yoksa 8 sene mi oldu? Saymayı unutuyorum zaman geçtikçe. Nazımın “sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevecek değil ya!” Dediği yerdeyim, pardon “bir kurşun kalemim var, yaza yaza bir haftada bitirdim. Ona sorsan tümü ömrünün, bana sorsan mikroskobik bir zaman ölçüsü canım sende.” Dediği yerdeyim, karıştırdım. Bu dizeler böyle olmayabilir. Dedim ya zaman gibi anılar da girdi birbirine artık, yadsıyamadım.

Sözlük yazarlığı da bir miktar şiir yazmak gibi. imgelerin ardına saklıyoruz söyleyeceklerimizi. Gizlemekten açıkta bir şeyim kalmadı, bendimden başka.

Uzun zaman sonra saat yine 4. Okuyan çıkar mı? Sanmıyorum. Burası kendime ait hissettiğim tek başlık, ondan doldururum böyle arsızca. insan kendine ait hissettiği yerde rahattır, keyfini çıkartıyorum ben de.