bugün

beklenti

bu başlıkta en uzun üç girdiden biri benim girdim olacak.

insan, içinde bulunduğu aileden bazı şeyler bekler.
insan, içinde bulunduğu toplumdan bazı şeyler bekler.
insan, içinde bulunduğu devletten bazı şeyler bekler.
insan, içinde bulunduğu okuldan bazı şeyler bekler.
insan, girmek zorunda kaldığı sınavdan bazı şeyler bekler.

hepsi ve daha fazlasından ortak bir beklenti vardır. adalet.

insan, içinde bulunduğu devletten bazı şeyler bekler. insan eğer beklentilerinin karşılanmadığını düşünürse, devlet yerine diğer insanlardan bazı şeyleri bekler. yani mağdurlardan. insanlar işte bu durumda bulundukları ülkede bazı şeylerin değişmesini isterler. bunun için çalışırlar.

devletten olan beklentilerin azaldığı yerde, milletten olan beklentiler artar.

işte böyle toplumlarda insanlar unuttukları bazı şeyleri hatırlama ihtiyacı hissederler. kendilerinden önce benzer durumları yaşayan toplumları hatırlamak isterler ve uygulamalarını örnek alırlar. kafanızda bazı ülkeler, bazı kişiler, bazı şeyler canlandı değil mi? hatırladığınız şeyler var mı bu konuyla ilgili?

özgürlük belki de hiç ulaşamayacağımız bir şey. mesela cennet’e giden birinin o saatten sonra cehenneme gitme özgürlüğü yok. sanırım öyledir yani. ancak kul kulun kölesi olursa, bunun bir hukuku olmalı. var mı yok mu tartışılır. varsa eğer uygulamalar tartışılır. ancak bir insan başka bir insanın kölesi olursa, beklediği karşılığı maddi manevi almalıdır.

köle nedir? birinin buyruğu altında çalışan, özgür olmayan kişidir. mesela öğrenci bir köledir. mazeretli ve mazeretsiz devamsızlık hakkı vardır. ailesinden zorla koparılır ve devlet çıkarları adına eğitilir. eğitim düzeninde hukuksuzluk varsa eğer, öğrenci bütün bunlara neden katlandığını sorma hakkına sahiptir.

bir futbolcu köledir. sözleşmesi vardır. sözleşme dışına çıkarsa cezasını öder. ancak sözleşme şartları, içinde bulunduğu takım tarafından yerine getirilmezse bazı haklarından faydalanabilir. peki, futbolcu emek verdi. takım görevini yaptı. futbolcular paralarını aldı. hakem bilerek yanlış karar verdi ve futbolcu sözleşmesi gereği galibiyet başı alabileceği bir miktar parayı alamadı. hukuk nerede diye sormaz mı bu adam? sorar.

insanlar hakkını arar. bunu kimse kolay kolay değiştiremez. adını ne koyarsanız koyun, hayat hak arama telaşı içinde geçer. haklı da hak arar, haksız da hak arar. çıkar sağlamak amaçlı hak aranır. bu ister meşru yollarla olsun, ister gayrimeşru yollarla olsun. adını devrim koymuşlar, tuhaf insanları simge yapmışlar, tuhaf şekilleri simge yapmışlar. bunun adı devrim midir bilmiyorum ancak bunun adı hak arama telaşıdır, onu biliyorum. devrim bireyseldir. her insan önemli karar alırken kendi devrimini gerçekleştirir. hak arama telaşı da bireyseldir. eğer tüm bireylerin mağduriyeti benzer ise, ortaya toplumsal olaylar çıkar. mesela işçi. mesela ırk. mesela mezheb.

dünya’da bütün insanların barış içinde yaşaması imkansızdır. bütün kötü insan dediklerimizi öldürelim. iyi insanlara barınak ve aş verelim. iyi insanların arasından gene kötü insanlar çıkacaktır. bu kaçınılmazdır.

avrupa insan hakları mahkemesi diye bir oluşum var. türkiye’de bir insan iç hukuk yollarını tüketti ve bu mahkemeye başvuru yaptı diyelim. bu mahkeme dava ile ilgilenip karar almak zorunda. ancak bu mahkemeye bağlı olmayan ülkeler yok mu? var. peki bu ülkelerde çeşitli savaşlar oluyor. aihm hangi insanların hakkını koruyor? sadece avrupa’lı insanların mı? avrupa insan hakları mahkemesi mi, avrupa’lı insanların hakları mahkemesi mi? yoksa avrupa’lı olmayan insanlar hayvan mı?

hayvan hakları?

savaş konusunu geçelim. hayvan hakları? hayvan hakları sebebiyle et yemeyen insanlar var. doğurganlığını ve süt verme özelliğini kaybetmiş bir inek ne işe yarar? hayvan kendiliğinden öleceğine besin değeri olarak tüketilsin. daha mantıklı değil mi?

hayvan hakları. peki, aslanlar geyikleri katlediyor. bütün aslanları öldürelim. veya bütün aslanları kafese tıkıp sebze ile besleyelim. aslan hakları ne olacak?

bana kalırsa insan zihni abartılı olan ile gerekli olanın ayırdına varabilmeli.