bugün

sigara

Günde 7 taneden fazlası sağlıklı olmayan, içenlerin tamamına yakınının 7 taneden fazla içtiği, sağlığa zararlı, kötü bir bağımlılık türüdür.

Lisedeyken ben internet kablolu bağlantıydı, telefonun kablosu çıkarılır pcnin arkasına bağlanırdı. Uludağ sözlük tarzı basit metin içerik bir sitenin bir sayfasını görüntülemek dakikalar sürerdi. Film izlemek için CD satın alınır ya da betamax vhs falan diye tanımlanan kasetler kiralanırdı. Sinema tutkum o zamanlar başlamıştı. Dünya genelinde imkanlar sınırlı olduğu icin tvden izlerdik genellikle filmleri.

Sanıyorum show tvydi, yaz geceleri b tipi filmler yayınlanırdı. Gece vakti olduğu için reklam olmazdı. Ekonominin çok iyi günleri, bozuk paralarla gündüz vakti bimden abur cubur ve içecek doldururdum 2 torba. Her gece o muhteşem eserleri izlerdim, samimi eserlerdi, sanatsal kaygıları vardı. Karizmatik karakterler olurdu, ozgün giyinirlerdi. iyiler çok iyi, kötüler saf kötüydü, gri insanlar pek olmazdı. Cinsellik göze sokulmazdı şimdiki gibi, bir karakter cinsel dürtülerini tatmin için sevmezdi, en fazla içindeki yoğun duyguların en yalın ifade biçimlerinden biri olarak öpüşürdü masumca. Bence o zamanlardan kalma Rodriguez sineması, tarantino sineması izlerken anlatılmaz bir haz duymam, zeki demirkubuz filmlerinde sıkılmadan vaktin nasıl geçtiğini anlamamam., Hep o dönemlerden şimdi daha iyi anlıyorum.

Karizmatik kişilerin yanında karizmatik ögeler olurdu o muhteşem eserlerde. Güneş gözlükleri, sembol bir araç, zippo, deri ceket, özel silahlar ve sigara... hiç unutmam, ilk canımın sigara çekişi bir sahnede olmuştu. Kahramanımız son derece özgün ve zeki bir bilimadamıydı, farklı kişilerle ve yapılarla tek başına mücadele halindeydi. Gece uykusundan uyanmış ve yanındaki paketten bir dal alıp içindeki duyguları sigarasının dumanıyla gökyüzüne gönderiyordu. Sigara nedir bilmezdim ama kırk yıllık tiryaki gibi o duyguyu içimde hissetmiştim. O dönemler sinema gerçekten bir sanattı, detayların tasarlandığı ve hissedildiği...

Şimdi ben 20 yıl sonra bir yaz gecesi aklımda çoklu düşüncelerle uyandım. Bahçeye çıktım, dolunay ışığının yansımaları altında dünyadaki en enfes aromalı sigaralardan birini zipponun kendine has metalik sesi sonrası ateşledim ve gökyüzüne yolluyorum. Psikologların dedigi gibi karakterimiz erken dönemlerde şekilleniyor sanki. Tüm b tipi film sevenlere ve eski guzel günleri özleyenlere selam olsun, bir sonraki dolunay ışıkları altında duygularımızın birleşmesi dileğiyle...