bugün

tortellini

bundan 15 yıl kadar önce bir avukat arkadaşım vardı, hem annesi hem de babası üst düzey hukuk bürokratları olduğu halde bu çocuk, franchising biçiminde ünlü bir markanın makarnalarını satmaya karar verdi.. sevmiyor avukatlığı...

arada bana da gelirdi, evde bir de papağan var, üçümüz demlenirdik, bir de yarı mamül olmak üzere bu makarnalardan getirir, benim bekar evinin üçlü ocağında tıkır tıkır bir şeyler yapar, ne yaptığını da asla öğretmez, sofraya koyardı; bir gün fesleğen pesto soslu tortellini'yi, bir gün patlıcan soslu fettuccine'yi.. her ne kadar, ne yaptığını öğrenemesem de; papağan haydar da, ben de yediğimizle içtiğimizle gayet mutluyduk..

gün geçti, ay geçti; bu oğlan koca dükkanı batırdı.. ama ne batmak.. titanic böyle batmadı... bir ton zarar, marmaris'te villa satıldı, borçlar kapatıldı... o ciroya o batış nasıl oldu, ben akıl erdiremedim ama battı.. ben de, el mecbur, toparlanmaya yardım ediyorum, sandalyeleri falan topluyoruz.. bu, bir çekmeceyi açtı, durdu durdu, "al abi, hep tarifleri isterdin, şirketin kendi tarifleri" dedi, önüme ince bir rulo attı..

ben, k9 köpeğinin havada uçuşu gibi bunları senkronize bir "ne gerek vardı" samimiyetsizliği ile yakaladım, cayar falan diye de "iş yerinden beklerler" diyerek tüydüm.. bir iki saat sonra, tarifleri sağlama alıp bunun yanına geri döndüm..

velhasıl, bence tortellini'yi güzel yaparım..