bugün

ilkokul anıları

zil çaldıktan sona işeme ihtiyacı hissettim ve nasıl olsa hoca gelmedi diyerek tuvalete gitmiştim. Geri döndüğümde hoca içerideydi. Neden zilden sonra tuvalete gittiğim hakkında cevap istemediği sesinden belli olan bir soru sordu ve hayatımın her dakikası 3 numara olan harika saçlı kafama şaplak attı. O an kafam çok cazip geldi gözüne herhalde. Çünkü akademik başarım harika durumdaydı ve sinirlenince rastgele vurabileceği bir çocuk değildim gözünde. Çünkü tek ebeveynim olan babam anasını bellerdi. mahalle okulu olduğu için öğretmenler zeki çocukların üstüne ekstra düşerlerdi. Dolayısıyla öğretmenlerin en çok sevdiği kişilikler arasında bir numaraydım. Zeki ve sessizdim. Bu eğitim hayatım boyunca yediğim iki tokattan bir tanesiydi.
Ama, lisede çok fazla kafama şaplak yedim öğrenciler tarafından. Benim saçım dik dik uzuyor. Kirpi dikeni gibi. Ben de 3 numara zaten yakıştığından hiç uzatmıyordum. Ama bu yüzden ensem hep yumuşak ve beyaz bir şekilde ortada olurdu. o yüzden gelen geçen vuruyordu. Ben olsam vurur muydum? elbette. Öyle ense kaçar mı.
Bir gün matarama doldurduğum çayımı içerken, arkadan bir piçin sinsice yaklaştığını gördüm. O atağa geçmeden ona bir yumruk yapıştırdım. Lakin sonra fark ettim ki, arkadaşımmış. Öğretmenler odasına gidip gülmemi tutmaya çalışarak buz istemiştim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar