bugün

1.sınıf falan olsa gerek sınıfta bir tartışma benzeri bir şey çıkmıştı,bir çocuk hocaya cetvel atmıştı kadının tam kafaya gelmişti.Çoçuk disipline gidiyor doğal olarak...
1.sınıfta disipline mi gidilir la.
öyleyse anlatıyım;

8.sınıftaydık okul maçımız vardı karşı sınıfla, biz 8-a şubesiydik o puştlar 8-c şubesiydi. maça çıktık ben de 2 gol attım söylemesi ayıp, maçı kazandık (skoru hatırlamıyorum doğal olarak) sevinirken falan bizim sınıftakiler grup grup evlerine dönmek istediler biz gerek yok dedik (aptal ben) sınıf arkadaşımla eve doğru dönerken ibneler bizi benim evin 3-4 sokak arkasında sıkıştırdılar 5-6 kişi civarıydı. maçı kazanmamızla birlikte gol attığım için de dövücekler bizi belli. haliyle dayak yedik ama nasıl dayaktı lan vatan haini olsam böyle vurmazlar şerefsizler hepsi üstümüze çullandı bizim dudaklar falan patlamış pert olmuşuz arada biz de vuruyoruz tabi boş geçmiyoruz ama biz vurdukça daha da sert vuruyolar bi zaman sonra insan dayağa alışıyo ilk vurdukları kadar acımıyo vurdukları. baktık biz vurdukça onlar da vuruyolar vurmadık sadece ellerimizle başımızı koruduk dayak yiyip kurtulmayı bekledik sağolsunlar onlar da vicdana mı geldiler naaptılarsa kestiler bizi dövmeyi.
tahminen 3-5 dk bişey sürdü yediğimiz dayak ama gel onu bi de bize sor saatlerce dayak yemişiz gibi geldi. ben hayatımda böyle dayak yemedim ne dövdüler bizi ya...hayır o değil intikam da alamadık sonradan o öyle unutuldu gitti gerçi intikam alsak yine döverlerdi o potansiyel vardı onlarda.
ama o dayak benim hayatımda yediğim son dayaktı. tabi yine lisede falan kavgaya karıştım ama dediğim gibi ben hayatımda öyle bir dayak daha önce yemediğim için lisedeki kavgalarımı saymıyorum.
Boyumun o dönem yaşıtlarıma göre uzun olması sebebiyle kutlamaların neredeyse tamamına katılırdım.
görsel
Öğretmen beni dersten kovardı. Ben de gidip lavobadan paspası alır sınıf kapısının altından sokup çıkartırdım. Maksat dikkati bozulsun o kadının.
görsel
Hafızamdan silmek istediğim anılardır.
zil çaldıktan sona işeme ihtiyacı hissettim ve nasıl olsa hoca gelmedi diyerek tuvalete gitmiştim. Geri döndüğümde hoca içerideydi. Neden zilden sonra tuvalete gittiğim hakkında cevap istemediği sesinden belli olan bir soru sordu ve hayatımın her dakikası 3 numara olan harika saçlı kafama şaplak attı. O an kafam çok cazip geldi gözüne herhalde. Çünkü akademik başarım harika durumdaydı ve sinirlenince rastgele vurabileceği bir çocuk değildim gözünde. Çünkü tek ebeveynim olan babam anasını bellerdi. mahalle okulu olduğu için öğretmenler zeki çocukların üstüne ekstra düşerlerdi. Dolayısıyla öğretmenlerin en çok sevdiği kişilikler arasında bir numaraydım. Zeki ve sessizdim. Bu eğitim hayatım boyunca yediğim iki tokattan bir tanesiydi.
Ama, lisede çok fazla kafama şaplak yedim öğrenciler tarafından. Benim saçım dik dik uzuyor. Kirpi dikeni gibi. Ben de 3 numara zaten yakıştığından hiç uzatmıyordum. Ama bu yüzden ensem hep yumuşak ve beyaz bir şekilde ortada olurdu. o yüzden gelen geçen vuruyordu. Ben olsam vurur muydum? elbette. Öyle ense kaçar mı.
Bir gün matarama doldurduğum çayımı içerken, arkadan bir piçin sinsice yaklaştığını gördüm. O atağa geçmeden ona bir yumruk yapıştırdım. Lakin sonra fark ettim ki, arkadaşımmış. Öğretmenler odasına gidip gülmemi tutmaya çalışarak buz istemiştim.
Kokulu arı maya silgimi kemirdiğim aklıma geliyor.