bugün

sabra ve şatilla katliamı

israil'e katil demenin başka bir nedeni.

(bkz:  beyrut kasabı)

--- spoiler ---

saldırılarda fosfor bombası kullanıldığını belirtirken katliam sırasında bölgede bulunan dr. emel şama, "bebekleri alevlerden kurtarabilmek için hemen su dolu kovalara koymak zorunda kaldım. yarım saat sonra kovalardan çıkardığımda, vücutları hala yanıyordu. hatta morgda bile için için yanmaya devam ediyorlardı." diyerek, duruma daha da açıklık getirmişti.

gazeteci robert fisk, baskının hemen ertesinde olay yerinde gördüğü manzarayı, the ındependent gazetesinde yazdığı bir makalede şöyle aktarmıştı:
"18 eylül 1982'de sabra ve şatilla kampında bulunanlar için şaron, ardında şişmiş cesetler, tecavüz edilmiş, işkenceye uğramış ve sonra da katledilmiş kadınlar ve bebekler bırakan bir kasaptır. olaydan 18 yıl sonra bugün bu caddelerde dolaşırken katliam manzaraları hala gözlerimin önünden gitmiş değil. biraz ötede sabra camisi'ne giden yolda 90 yaşında, beyaz sakalı ve pijamalarıyla nuri bey'i görüyorum. ölü bedeninin yanı başında yün başlığı ve bastonu duruyor. ilerideki dar sokakta yemek tencerelerinin yanında yatan iki kadın cesedi var, beyinleri dışarı akmış. kadınlardan birinin karnı yarılmış. cesedin birkaç metre ötesinde çürüdüğü için bedenleri morarmış, bir çöp gibi oraya fırlatılmış bebekleri gördüm... cesetlerin kuruyan kanları üzerinde sinekler uçuşuyor, ölü bedenlerin bileklerindeki saatler ise hala çalışıyordu. tırmandığım küçük rampayı aşabilmek için etrafa dağılmış ceset parçalarını bir kenara itmem gerekiyordu. biraz ötede ise sırtından hala kan süzülen sevimli bir genç kız yatıyordu."
--- spoiler ---