bugün

netoçka nezvanova

hemen hemen tüm dostoyevski eserlerini okudum. içlerinde en olmasa da pek beğendiğim ve yarıda kalmış olan netoçka nezvanova adlı romanın anlatım biçimi çok hoşuma gitti. yazarın, "durun da biraz çocukluğuma değineyim" ya da "iş aslında öyle değil, böyle" veyahut "işin bir de babanın yaşadığı drama var" şeklindeki tarzı pek de alışık olmadığım bir üslup idi. malumunuz, dostoyevski, romanın ana karakterlerinden ziyade oluşturduğu yan karakterleriyle kendi düşüncelerini dile getirir ki, bunlara en güzel örnek ippolit terentyev'dir. fakat bu romanında durum tamamen farklı olmuş. yan karakter, ana karakter dememiş, tamamı ile deneyerek yazdığı yarıda kalan bir eser olmuş. ne de güzel olmuş.