bugün

bir süre yere paralel gittikten sonra

"bir şey sunulmuştu bana, bir hediye, bir meyve. ama ben o meyveden tadamadım, gök erik gibi kaldı avucumda dünya. şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle meşgulüm. kapımın önünde boş peynir tenekeleri, yağmur suyu biriktiriyorum..." diyor yazar kitabının kısaca anlatımını yapmak ister gibi.

yazar; barış bıçakçı'nın gösterişsiz ve son zamanlarda okuduğum en yalın hikayesi.
usul usul edebiyat yapıyor adam, sesini duyurmak istediği belli bir kitleden uzakta, kendisi ve hikayeleriyle meşgul olarak.