bugün

bir zamanlar anadolu da

Sırf Yılmaz Erdoğan oynuyor diye izlemeyi hep ertelediğim ancak nihayetinde bugün izlediğim film.

Yılmaz Erdoğan bir komser olmuş ki abboooovvv, al gerçek komseri filme koy bu derece gerçek durmaz.

—spoiler—
film fazla gerçek, adliyede keşfe çıkan şoförlerin iş kapmak için birbirini kötülemesi, jandarmanın olayın vehametinden öte kendi sorumluluk bölgesinde mi(mücavir alan) diye bakması, polis kadar savcıyla muhabbeti olmayan jandarmanın savcıya bisküvi ikram ederek prim toplamaya çalışması ama yine küsküyü yemesi, komserin dışarda esip gürlemesi ama karısından zılgıtı yemesi, muhtarın köyün işini sofrada halletmeye çalışması, savcının kendi karısının intiharını “bi arkadaş” diye anlatması, doktorun nedense hep böyle bi devlet ciddiyeti altındaki acınası hali. Hepsi fazla gerçek. Bu gerçek insanı o kadar geriyor ki doktorun otopsi raporunu dallandırıp budaklandırmaması rahatlatıyor bile insanı.

Edit:peki ya filmde tüm karakterlerin kadınlarla sorunlar yaşaması, doktorun fotoğraflarına baktığı meçhul kadın, maktul, savcı, komser, hatta şoförün bile karısının köyü olduğu için çay içmeye o köye gitmek istememesi.
—spoiler—