bugün

engelli bireyin toplumla olan ilişkileri

yazımıza devam ediyoruz.. engelli insanlar engellerinden ötürü anladıkları bazı şeyleri ifade etmekte zorlanırlar.. örneğin bir işitme engelli dudak okumayı biliyorsa konuşulanları anlar fakat sesleri çıkarmayı bilmediğinden anlatmak istediğini anlatamaz. bu da onun bulunduğu ortamda zihinsel bir problemi olup olmadığı sorunsalını doğurur. aslında böyle bir şey yoktur.. eğer işaret dili ile kendisine yaklaşılır ise ya da yazı tercih edilirse bu kişinin her şeyi ayırt ettiği farkedilecektir.. bu kimseler mimarlık, mühendislik vb dallarda başarılı olabilecekler iken genelde eğitim imkanı sağlanmadığından kendilerine içlerindeki potansiyeli dışarı vuramazlar..
kendimden yola çıkarak da görme engellilere deyinmek istiyorum.. insanlar yüzlerine bakarak birbirlerinin konuşurlar. * bir görme engellinin karşısındakinin yüzüne bakması mümkün olmayacaktır. bunu farkeden insan zamanla onunla konuşurken o da görme engellinin yüzüne bakmamaya başlar. kendim için demem gerekir ise bu durum beni feci halde rahatsız ediyor.. acaba benimle konuşurken başka bir şeyle mi ilgileniyor düşüncesine kapılıyorum. yine göz kontağını kuramadığım için konuşurken karşımdakinin beni dinleyip dinlemediğinden emin olamıyorum. o zaman el temasında bulunabiliyorum.. kimileri bu el temasını yanlış anlayabiliyor.. oysa görmeyen birisi ile konuşurken onunla ten temasında bulunmak o kişiye dinlendiği hissini verir.. yine toplumda görme engelliler genelde santral memurluğu gibi arkaplan işlerde çalışmaktadırlar ancak eski ingiltere iç işleri bakanı ve şimdiki new york valisinin hiç görmediklerini belirtmem gerekiyor sanırsam.. türk toplumu da bu seviyelere gelmek zorundadır.. ortopedik engelli birisi dilediği yere gidemediğinden ötürü eve mahkum olmakta genelde.. böylelikle kendini dışarıya pek açamaz ve içindeki cevheri dışarı vuramaz. oysa biliyoruz ki ortopedik engelliler basket bol bile oynayabiliyorlar.. yani kişilerin bir engellerinin olması algılarında da gerilik olduğu anlamına gelmez..
bir diğer konu ise engellilerin çocuklarına da bu engelin geçeceğinden doğan korku bu yine zihinsel engel dışında tamamen yersiz bir endişedir. engelsiz bir bireyin çocuğu % kaç engelli olabilirse aynı durum engelli bir birey için de geçerlidir. çok defa duydum bu sebepten ötürü engelli birisi ile evlenmek istemeyen kimseleri.. bu korkunun yersiz olduğunu bilsek ve aşklarımızın peşinden gitsek o zaman daha bir insan olduğumuzu anlayacağız..