sadece devlet ve nizam-ı alem için osmanlı sultanlarına kardeşlerini öldürme hakkı vermesini içermiyordu.
aynı zamanda devlete asker ve sivil yönetici yetiştiren ve yüksek nitelikli eğitim veren -devşirme- okullarına alınmayacak olanları sıralıyordu.
ve onlar; “Yahudiler, Müslümanlar, çobanlar, sığırtmaçlar, doğuştan sünnetli olanlar, çok uzun ya da kısa boylu olanlar, Türkçe bilenler, köseler, keller, Gürcüler, Çingeneler, Kürtler ve Türkler.”
Fatih Kanunnamesi’nden sonraki 70 yıl içinde naib yetkisiyle devlete sadrazam olan 48 kişiden yalnızca 5’i Türk kökenlidir; bunlar da devşirme anlayışıyla yetişmiş aslını yadsıyan (inkâr eden) insanlardır. Geri kalan 43 sadrazamdan; 11’i Slav, 11’i Arnavut, 7’si Rum, 5’i Ermeni, 4’ü Çerkez, 3’ü Gürcü, 1’i italyan kökenliydi.
fatih döneminde devlet yönetimi sadece çandarlı ailesinden kopmamış, türk kültür geleneklerinden ve türk halkından da uzaklaşmıştı.
ve osmanlı sadece para ve güce tapan, ne tam müslüman ne de hristiyan kalan, çoğunlukla türk düşmanı devşirmelerin hakimiyetine girmişti.
anadolu'daki çoğu türkmen isyanı bunlar yüzünden patlak vermiş ve kimi türkmenler safevileri bu sebeple kurtuluş olarak görmüştü.
bugün dahi anadolu türklüğünün yozlaşmasının önemli sebeplerinden bir tanesi bu devşirme soylarıdır.