bugün

kalu bela

söz konusu olay, cenâb-ı hakk’ın huzurunda insanların ilk duruşları, allah’ın sorgusuna ilk muhatap oluşları, ilk imtihanları ve rabb-i rahîm’e verdikleri ilk ve tek sözleri ile ilgilidir. o gün orada ihtilaf yoktur, inkâr yoktur, şüphe yoktur, tereddüt yoktur. orada eksiksiz bir teslîmiyet vardır, gerçek bir kulluğun farkında oluş vardır, allah’ın sözünü tasdik vardır. şöyle ki:

rabb-i rahîm: “ben sizin rabb’iniz değil miyim?” diye sordu.
bütün ruhlar ittifakla, huzur içinde ve kesin bir tasdik ve îmân ile:
“elbette yâ rab! sen bizim rabb’imizsin. biz buna şâhidiz” dediler.

kur’ân bu ahitleşmeyi haber verdikten sonra, bunun hikmetini şöyle izah eder: “onlara böylece şâhitlik ettirdik ki, kıyâmet gününde, “biz rabb’imiz olan allah’ın varlık ve birliğinden ve o’nun hükümlerinden habersizdik” demeyin. yâhut, “atalarımız bizden önce allah’a ortak koşmuşlardı. biz de onların arkalarından gelen nesilleriz. atalarımızın bâtıl işleri yüzünden bizi helâk eder misin?” de demeyin.” (alıntıdır)