1950'den sonrasının karşı devrim olduğunu, demokrat parti ile başlayan " demokratik" sürecin, atatürk devrimlerine karşı, karşı devrim niteliğinde olduğunu siyasetle ilgilenen herkes bilir. günümüze geldiğimizde ergenekon terör örgütü adında bir örgütün var olduğu ortaya atıldı. savcısı zekeriya öz'ün eşinin karaçarşaflı olması ve daha önceleri fethullah gülen'ile yakın ilişkileri olduğunu su yüzüne çıktı. faili meçhul tüm cinayetler, hatta pkk'nın varlığı ve fatih ürek bile bu örgüt içinde gösterildi. ergenekon terör örgütünün susurlukla olan bağlantısı ve yargı, ordu, medya ve eğitim gibi çeşitli dallara sarktığı söylendi. şimdi ben bunun aynısını tersten düşündüğümde aslında çok anlamlı sonuçlara rastlıyorum. deniz baykal boşu boşuna demedi artık kadrolaşma bitti kuşatma dönemi başladı diye. bir kaç nokta dikatimi çekmekte bu konuda..
örnekler çoğaltılabilir.
ancak böyle bir oluşumun varlığı ve türkiye'yi kuşatmış bir oluşumun varlığı açık. o kadar organize işliyor ki süreç, adalet bakanlığı zekeriya öz hakkında soruşturma açılmasına izin vermiyor ya da bakıyorsunuz çiller döneminde ülkücü olanlar bugün demokrasiden bahsetmekte. bunun gibi daha bir çok şey.. evet kuşatılmış durumdayız. halktan gücünü alan bu oluşum araya "din" kavramını koyduğu için halk da sağlıklı düşünemiyor, ne kadar aç olsa da fakir olsa da bunları destekliyor.