bugün

the witcher

Netflix'in muhtemelen içine sıçacağı güzelim seri. Boş rage atmıyorum, argümanlarım var.

Witcher'ı ne kadar takip ettin derseniz, çıkmış olan tüm oyunlarını oynamış, üstüne standalone gwentle falan uğraşmış, üstüne doymayıp çevrilen kitaplarını da tüketmiş bir herifim ben. Haliyle başta Witcher bir diziye dönüştürülüyor dendiği anda küçük kızlar gibi çığlıklar atarak sevinmiştim. Lakin ki gün geçtikçe ve haberleri gördükçe bu hype yok olup yerini "daha ne kadar kötü yapabilirler acaba" ya bıraktı.

Öncelikle bildiğimiz şeylerden yürüyeceğim, casting. Oyuncu seçimleri baştan beri pek hoşuma gitmedi. Kitaplar, karakterleri o kadar net bir biçimde tasvir etmiş ki sizin hayal gücünüze bırakabilecek bir noktaya sahip değil. Bu tasvirler tam olarak nasıl derseniz, Witcher oyunları bu konuda çok çok çok büyük oranda saygılı olmuşlar. Bir iki sanat tasarımı olarak değişiklik var, misal Geralt'ın gözlerinin kedi gözü olması gibi.
Peki ya dizi ne yaptı derseniz, bunları umursamayıp baya kafalarına göre seçim yapmışlar gibi duruyor. En çok koyan tabii ki de Fringilla Vigo, Baptism of Fire henüz çevrilmediği için Vigo tasvir edilmiş mi bilemiyorum ama, siyahi karakter seçilmiş, ne alaka. Hala o konuda ufak umudum vardı makyajlarla toparlanır gibisinden ki şöyle bir durum oldu.
Henry Cavill'in Geralt'ı. Herkes sadece Witcher 3 oynadığı için nerde bu adamın sakalları, cüssesi falan diye eleştiriyor da, Geralt ilk serilerinde pek öyle bir karakter değil zaten. Ha öylesini tercih ederim ayrı. Benim orda çıldırdığım nokta ise gerçekten o kadar basit bir şey ki, umursanmamış. Resmen ilkokul müsameresi gibi her şey. Gerçekten diziye kasacaklar mı yoksa böyle sallayıp sırf isimden mi ekmek yiyecekler, meraktayım.

Evren konusu ki, hala buna dair korkularım var. Witcher evreni temelinde kendine has bir karanlıklığa sahip bir evren. Her karakter aşırı gri konumda. Her türlü sert konuda evren içerisinde yedirilerek oldukça rahat işlenebilir, kitaplarda çocuk tecavüzüne kadar giden noktaları cesurca işleyebiliyordu Sapkowski. Oyunlarda da bunu çok ciddi anlamda hissedebiliyorsunuz, Kitaplar kadar sert konulara girmemeye çalışsalar da yine belli oranda sert konular işleniyor ve karakterlerin gri yapısı sizi her zaman bir sonraki adımları için heyecanlandırıyor.
Netflix'in bu değerleri taşıyarak diziye aktarabileceğini açıkçası ben inanmıyorum. Kitaplar çıkalı 20 sene oluyor, dünya değişti. insanlar bu kadar sert konu gördüklerinde kanıksamak yerine tepki gösteriyorlar. Netflix'te gayet her daim kitlesine oynadığı için bunları görmemiz baya imkansız. Gri karakterler noktasında ise hala umudum var, ama çok iyi kaleme alınmış olması gerekiyor bunların. Sırf gri yapmak için o hareketleri yapmaları, dümdüz olmalarından daha itici.

Arka planda geçen olaylar, Witcher ne kadar kendi ana akışına sahip olsa da evreni yaşar halde tutmak ve daha ilginç yapmak için bir yandan da bambaşka hikayelere sahip. En basitlerinden aklıma gelenler, Elf ve insanların sorunları, Nilfgaard ile Kuzey Diyarları ülkelerinin çatışmaları, savaşın insanlara yaşattıkları şeyler, insanlarla birlikte yaşayan yaratıkların problemleri, büyücüler konseyi dertleri ve bunun gibi çok fazla olay da aynı anda gerçekleşiyor. Bunları aktarabilecekler mi, meraktayım. Çünkü bunların hepsi için ayrı oyuncular gerekecek, ayrı hikaye arkları ve ayrı masraf. Lotr fanlarının genelde filmlere karşı olan sevmeme durumunun temelinde olanlardan birinin bu olduğunu düşünüyorum, biz sadece ana olayı gördük. Orta dünyaya ait başka hiç bir şeyden haberimiz yok. Bunları bilip bazı şeylerin bundan dolayı olacak olması ve bu olayların sanki yaşanmamış gibi davranılması diziyi daha da düşürecek olan şeylerden.

CGI konusu da apayrı bir dünya. Gömecekleri para ne oranda bilmiyoruz diziye. Umarım Geralt'a gelen tepkilerden ders çıkarılıp biraz el atılır. Geralt ne kadar çok kullanmasa da signları var. Kitaplarda bir iki defa kullandığına şahit oldum ben. E bunun Yennefer'i var, Triss'i var, philippa eilhart'ı var, var da var. Daha ilk sezondan Ciri'de bile bir şeyler göreceğiz. Bu da oldukça kritik noktalardan.

Kısacası diziyi gerçekten hangi kitleye göre, ne bütçe ile, ne amaçlanarak yapılıyor bilmediğimizden bu soruların çoğu dizi çıktığında ya da az biraz fragmanlardan belli olacak. Beklentim tabii kitaplar ve oyunlardaki gibi olması ama kalkıp diziyi bizim Türk dizilerinin sattıkları kitleye satmak amaçlı Yennefer Triss ve Geralt'ın aşk üçgeni ve Ciri'nin akıbetine çevirme şansları da var. Umarım öyle saçma sapan bir şey yapıp, bu serinin kazandığı o kadar repütasyonu mal etmezler.