bugün

yazarların hissettiği en şiddetli fiziksel acı

bir buçuk yıl önce serçe parmağım kırıldı. hatta sözlükle tanışmam da bu vesileyle, yani raporlu olduğum bu iyileşme sürecinde olmuştu. o ana kadar parmağımın kırılmasının ve o dehşet görüntüsünün verdiği acının, çektiğim en büyük acı olduğunu zannediyordum. ta ki; hastanede çekilen röntgen filminin ardından, kırığı tespit edip alçıya alacak olan, kıvanç tatlıtuğ görünümlü ve fakat sonunda adeta bir canavara dönüşen ortopedistin tüm gücüyle parmağımı çekip, yerine oturtmasını gördükten sonra...

böyle bir acı olamaz!...hani bir insan bir insana bunu nasıl yapar dediğin cinsten...

üstelik bu durum yaklaşık 15-20 dakika sürüyor. şöyle ki; doktor kendisinin de farkında olmadığı bu deli gücüyle parmağımı koparırcasına çekerken, diğer bir doktor da alçı ile sarıyor. şöyle ki; benim hayatta tek çığlık attığım yer o hastane odasıdır.

hayatımda yaşadığım en uzun an ve en büyük acıdır.

velhasıl 3 hafta sonra alçıyı aldırmak için başka bir hastaneye gittim elbette.