bugün

ille de heaven

Onu kaybedeli dokuz yıl oldu... dile kolay... Yokluğunu hala derinden hissettiren dünya iyisi, mutluluk abidesi biriydi.
Yüzünü bile anımsayamıyorum artık o kadar zaman geçmiş. Mezarına en son ne zaman gittim, mezarı nerdeydi hatırlamıyorum bile. Vefasızlığım canımı sıkıyor, daraltıyor beni. Hep giderdim aslında ona. Hayat telaşı her şeyi ertelettiriyor insana.
Gittiğinden beri o kadar çok şey yaşandı ki hiç birini konuşamadım onunla. Adım atsak kritiğini yapardık yaşasaydı hayat bambaşka olurdu benim için. Yiğit’in isim annesi olurdu kesin. Alır, gezdirir, oynardı onunla. Oğlu gibi bakardı, en has kankası olurdu adım gibi biliyorum. Hakkında yazılanları okusa kesin duygulanır gene de geyiğe vururdu. Hep öyleydi... Hayatı önemsemez, mutlu olacak bir şeyler bulurdu hep. Kendi karamsarlığımı onunla aydınlatıyordum belki de. Özledim... Seneler sonra Taksim’e gittiğimde daha bir anladım. Kahkahasını, gülüşünü, yüzünü, gözle anlaşmamızı özledim...
Yeri dolmayacak ablam. inan bana her zaman eksikliğini hissediyorum. Vefasız kardeşini umarım affedersin...