bugün

hiçlik

hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz...

bir otelde özel bir oda, alabildiğine insancıl geliyor kulağa, değil mi? ama amaçları kesinlikle insancıl değil, tersine kurnaz bir yöntem uygulanmakta, bana inanabilirsiniz.. bize hiçbir şey yapmadılar, bizi tümüyle hiçliğin içine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz.. insan yüzü görmeden, insan sesi duymadan, göz kulak, bütün duygular sabahtan geceye, geceden sabaha en ufak besi alamıyordu, insan kendi kendisiyle, kendi bedeniyle, dört beş dilsiz nesneyle çaresizlik içinde tek başına kalıyordu, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu, o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan dalgıç gibi. yapacak, duyacak, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan, zamandan yoksun boşlukta.. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayıncaya dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz.. insan yalnız kalır.. yalnız.. yalnız..

s.zweig