bugün

bir zamanlar anadolu da

Bir filmin yerel olduğu kadar evrensel olduğu fikri Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da filmi ile desteklenmeyeceğine kanaat getirdim. Ahmet Mümtaz Taylan’ın, Taner Birsel’in, Yılmaz Erdoğan’ın, Ercan Kesal’ın oynadığı bir film zaten yalnızca yerel olmalıymış. Çoğu sahnesini tekrar izleme gereği duyup 4-5 saatte bitirebildiğim filmin zihnimdeki kapağında Muhammet Uzuner’in / doktor Cemal’in durgunluğunun resmi var. Her hali beni derin düşüncelere gark ettiğinden eli masada otursa öylece, saatlerce sıkılmadan izleyebilirdim. Filmde hiyerarşi çok iyi işlenmiş ve karakterler o kadar iyi aktarılmış ki her birinin varlığına yemin edebilirim. Komiser Naci’nin “Nerede bir karışıklık görürsen, kadına bakacaksın”demesi ve doktorun kadını süzerken topuklu ayakkabılarına bakıp kadının kötü olduğuna kanaat getirmesi ile üzerine “kan sıçraması” Ağaçtan düşen elmanın yuvarlanışı, bagaja kavun koymaları. Arap’ın doktora yaprak hışırtıları arasında söylediği “Bir zamanlar Anadolu’da dersin ücra bir yerde görev yaparken işte böyle böyle bir gece yaşamıştık dersin” repliği ile badem ağacındaki salıncağımızda sallandığım, karınca yuvalarını bozduğum günlere gittim.

görsel