bugün
- hadise'nin külotla marş söylemesi28
- şarap içip entry girmek8
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar11
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- icardi190511
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- galatasaray30
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- allah neye benzer14
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe30
- albay kemal11
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- anın görüntüsü8
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- son 22 yılın özeti12
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- bu gece intihar edeceğim47
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- kadın vücudunun olağanüstü bir tasarım olması8
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
Filmlerin "perde arkasını" anlatan özel belgeselleri, çekim güncesini, "making of" dedikleri ek çalışmaları sever misiniz? Ben bayılırım.
Eskiden böyle bir çalışma yapılmazmış. Şimdi artık, özellikle filmin "DVD'sine koymak" amacıyla mutlaka yapılıyor. "Making of" faslı, bir filmin "anatomisi" oldu adeta.
Bunları, piyasaya yeni çıkacak filmleri tanıtmak amacıyla bazı televizyon kanalları da oynatıyor.
Genellikle yarım saat kadar süren bu "yan filmlerde", bir kere mutlaka ana filmin çekimi gösteriliyor, kamera arkası, bir planın motor-stop süreci, kalabalık ekip, araç ve gereçler... ikinci bir ekip de bunun için çalışıyor. Çekim sonrası uygulanan özel efektler, bilgisayar numaraları... Buna mutlaka "kullanılmayan planlar" ve "çekim hataları" da ekleniyor. Bu da pek eğlenceli oluyor doğrusu.
bu "making of" muhabbetinde adet olmuş, seyirci eşek ya, yönetmen de oyuncu da uzun uzadıya "ne yapmak istediğini" anlatıyor.
Buna da genellikle, oyuncunun "filmdeki kostümü üzerinde", iki çekim arası setin bir köşesinde ayaküstü yakalanmış da konuşturulmuş havası veriliyor.
Ortaya müthiş bir "yabancılaştırma efekti" çıkıyor tabii.
Bir şövalyenin sigarasını yakıp cep telefonuyla konuştuğunu, bir on yedinci yüzyıl kontesinin elinde Fanta şişesiyle dolaştığını, bir kralın plastik bardaktan Nescafe içtiğini, bir SS neferiyle bir Kızılordu albayınının kolkola yemek kuyruğuna girdiğini görüp şaşırıyorsunuz...
Örneğin, "The Shining" filminin belgeselinde, kafayı yemiş ve karısına çocuğuna baltayla saldıran Jack Nicholson'un, yönetmen stanley kubrick'in "stop" sesi üzerine birdenbire "normale" dönüp "ben acıktım, yemeğe gelen var mı" demesini hiç unutmam!
Hele, "est-ouest" filminin "yatak sahnesinde", Oleg Menchikov'un koynunda yarı çıplak yatan Sandrine Bonnaire'i "bu karı beni güldürüyor abi" diye yönetmene şikayet etmesi!...
işte bu "making of" faslı aynı zamanda bir tür sinema eğitimidir. Çok yararlıdır.
"Üff, herif karıyı ne biçim götürüyor" dediğiniz en ateşli sevişme sahnesinde, kameranın arkasında otuz çift göz olduğunu görünce oyunculara acırsınız... En iyi açıyı yakalamak için erkeğin beline ip bağlayıp kadının üzerine "milimetrik" sarkıtırlar tavandan... Hadi seviş bakalım...
Bu eğitim, özellikle, filmle gerçeği ayırt edemeyen, örneğin filmde seyrettiği kötü adamı gerçekten kötü adam sanıp taşla kovalayan halkımız için çok yararlı.
Fakat onlar da DVD almıyorlar.
Çünkü Türk sinemaya para vermez, televizyonda beleş seyreder. DVD benim gibi eşeklere mahsus bir lüks. Üstelik kitap okumak gibi kötü bir alışkanlığım da var, hem param gidiyor, hem gözlerim bozuluyor.
Siz benim gibi yapmayın. Bunlarla ilgilenmeyin. Bir şey öğrenmeyin.
Sonra da sıkıştığınız konuları tarihçilere bırakırsınız!
Eskiden böyle bir çalışma yapılmazmış. Şimdi artık, özellikle filmin "DVD'sine koymak" amacıyla mutlaka yapılıyor. "Making of" faslı, bir filmin "anatomisi" oldu adeta.
Bunları, piyasaya yeni çıkacak filmleri tanıtmak amacıyla bazı televizyon kanalları da oynatıyor.
Genellikle yarım saat kadar süren bu "yan filmlerde", bir kere mutlaka ana filmin çekimi gösteriliyor, kamera arkası, bir planın motor-stop süreci, kalabalık ekip, araç ve gereçler... ikinci bir ekip de bunun için çalışıyor. Çekim sonrası uygulanan özel efektler, bilgisayar numaraları... Buna mutlaka "kullanılmayan planlar" ve "çekim hataları" da ekleniyor. Bu da pek eğlenceli oluyor doğrusu.
bu "making of" muhabbetinde adet olmuş, seyirci eşek ya, yönetmen de oyuncu da uzun uzadıya "ne yapmak istediğini" anlatıyor.
Buna da genellikle, oyuncunun "filmdeki kostümü üzerinde", iki çekim arası setin bir köşesinde ayaküstü yakalanmış da konuşturulmuş havası veriliyor.
Ortaya müthiş bir "yabancılaştırma efekti" çıkıyor tabii.
Bir şövalyenin sigarasını yakıp cep telefonuyla konuştuğunu, bir on yedinci yüzyıl kontesinin elinde Fanta şişesiyle dolaştığını, bir kralın plastik bardaktan Nescafe içtiğini, bir SS neferiyle bir Kızılordu albayınının kolkola yemek kuyruğuna girdiğini görüp şaşırıyorsunuz...
Örneğin, "The Shining" filminin belgeselinde, kafayı yemiş ve karısına çocuğuna baltayla saldıran Jack Nicholson'un, yönetmen stanley kubrick'in "stop" sesi üzerine birdenbire "normale" dönüp "ben acıktım, yemeğe gelen var mı" demesini hiç unutmam!
Hele, "est-ouest" filminin "yatak sahnesinde", Oleg Menchikov'un koynunda yarı çıplak yatan Sandrine Bonnaire'i "bu karı beni güldürüyor abi" diye yönetmene şikayet etmesi!...
işte bu "making of" faslı aynı zamanda bir tür sinema eğitimidir. Çok yararlıdır.
"Üff, herif karıyı ne biçim götürüyor" dediğiniz en ateşli sevişme sahnesinde, kameranın arkasında otuz çift göz olduğunu görünce oyunculara acırsınız... En iyi açıyı yakalamak için erkeğin beline ip bağlayıp kadının üzerine "milimetrik" sarkıtırlar tavandan... Hadi seviş bakalım...
Bu eğitim, özellikle, filmle gerçeği ayırt edemeyen, örneğin filmde seyrettiği kötü adamı gerçekten kötü adam sanıp taşla kovalayan halkımız için çok yararlı.
Fakat onlar da DVD almıyorlar.
Çünkü Türk sinemaya para vermez, televizyonda beleş seyreder. DVD benim gibi eşeklere mahsus bir lüks. Üstelik kitap okumak gibi kötü bir alışkanlığım da var, hem param gidiyor, hem gözlerim bozuluyor.
Siz benim gibi yapmayın. Bunlarla ilgilenmeyin. Bir şey öğrenmeyin.
Sonra da sıkıştığınız konuları tarihçilere bırakırsınız!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar