bugün

sözlük yazarlarının rüyaları

dün gece yine çok acayip bir rüya gördüm. resmen dört bölümden oluşan dizi gibiydi. ilk üç bölüm birbirinden bağımsız gibi gitti ama son bölümde olaylar birbirine bağlandı. neyse, ilk bölümle başlayalım.

ilk bölümde z'yi gördüm. buna z1 diyelim biz. çünkü ikinci bölümde de başka bir z var. bu bölümde bir düğündeydik. zaten z1 ile en son ortak bir arkadaşımızın düğününde görüşmüştük. aramızdaki her şey bitmişti birkaç ay öncesinde. düğünde karşılaşmış, öpüşmüştük. sonra beni annesiyle tanıştırmıştı. o annesiyle gelmişti, bense tek başımaydım. kısa bir sohbet etmiştik. sonra da bir daha görmedik birbirimizi. rüyamda da yine bir düğündeydik. ama aynı düğün değildi. bu kez o da yalnızdı. birbirimizi görmeyi beklemiyorduk. karşılaştığımızda birkaç saniyelik şok yaşadık. sonra iki eski arkadaş gibi sarıldık birbirimize. düğün boyunca sohbet ettik, hep eski zamanlardan bahsettik. yer yer güldük, eğlendik. birkaç kez bana sitemde bulundu. ben de tutamadım kendimi, birkaç abuk subuk laf ettim. ama kızmadık birbirimize. yine düğünün sonunda arkadaşça öpüşüp yollarımıza gittik. düğünden ayrılıp eve doğru giderken uykudan uyandım. telefonu elime alıp saate baktım. 03:15'i gösteriyordu. instagram'a girip z1'in profiline baktım. çok uzun zamandır aklıma gelmemişti çünkü. gecenin bir köründe amaçsızca bakındım. ama bakınırken yine uykuya dalmışım.

uykuya dalınca ikinci bölüme geçtim. bu kez z2'yi gördüm. bu bölüm diğerlerine göre kısa sürdü benim için. bu kez karaköy kahvesi'ndeydik. z2 ile ayrıldığımız yerdeydik. yine bir yaz günüydü. ayrıldığımız gün 4 kişiydik ama rüyamda sadece ikimiz vardık. konuşmuyorduk, sağa sola bakınıyorduk. sıkılır gibi bir halimiz vardı. zaten gerçek hayatta da konuşacak bir şey bulamıyorduk, birbirimizden sıkılıyorduk. rüyadaki halimiz resmen bizi anlatıyordu. bu noktada uyandım uykudan. onun profiline bakmadım, gerek görmedim. önceden aklıma gelmiyordu zaten. benim için pek de anlamı yoktu zaten onun. sonra yine uykuya daldım.

üçüncü bölümde e'yi gördüm. e ile atatürk arboretumu'na gitmeyi planlamıştık. ikimiz de oraya gitmeyi çok istiyorduk. ben onunla birlikte gitmek istiyordum hep oraya ama hiç gitmek kısmet olmadı. ama rüyamda oradaydık. hep gitmek istediğimiz ama gidemediğimiz yerde. e başörtü takmıştı. gördüğüm anda ufak çaplı bir şok yaşadım. bir süredir hayatındaki yeniliklerle ilgili konuşmamıştık. demek başörtü takmaya başlamıştı. fazlasıyla şaşırmıştım. yaşadığım şokun ardından ona doğru yürürken yüzümde hafif bir gülümseme vardı, onu hatırlıyorum. çünkü yakışmıştı başörtüsü ona. çok güzel olmuştu. * böyle açık mavi renkteydi başörtüsü. sarıldık sonra. beraber atatürk arboretumu'nu dolaştık, fotoğraf çektik. eğlenceliydi bence. onun da yüzü gülüyordu. sanırım onun da hoşuna gitmişti gittiğimiz yer. sonra yine uyandım. hemen instagram profiline girdim, bakındım öyle boş boş. son bölüm için uykuya dalıyordum şimdi de.

son bölümde istiklal caddesi'ndeydik. ben, z1, z2 ve e vardı. meydandaki burger king'in önünde buluşmuştuk. oradan tünele doğru yürümeye başladık. aralarında bir şeyler konuşuyorlardı sanki ben yokmuşum gibi. hatta benim hakkımda konuşuyorlardı. "i de iyi çocuktu aslında" dedi birisi. z2 ise "benim en büyük hayal kırıklığımdı" dedi. hakkımda iyi veya kötü konuşuyorlardı. ama sanki ben yokmuşum gibi konuşuyorlardı. sanki fazlaydı aslında. ben yoktum orada. sonra birisi "ben cenazesine yetişemedim, yurtdışındaydım" dedi. tabii o an dank etti kafaya benim. ölmüştüm lan ben. onlar da buluşmuşlardı nasıl olduysa. ben sesimi duyurmaya çalıştım ama olmadı, duymadılar. onlar tünele doğru yürürken ben uyandım. zaten sabah olmuştu, rüyaların devamı olmadı.