bugün

behçet necatigil

"anlamını, gizliliğini ilk bakışta gözler önüne dökmek istemeyen, tanındıkça, yakınlaştıkça sevilen şiirleri de şairi gibidir. onun için yaşam bir yüktü, kaldırıp atılması kişinin elinde olmayan bir baş belası gibiydi. belki de geçip giden, akıp kaybolan bir düştü:

bir gün gelir şahit ister
bu yollardan geçtiğine

diyebilen bir adamdı behçet". böyle yazmış bir dostu onun hakkında sanırım yıl 1951.

behçet necatigil öldü diyorlar, öldü mü dersiniz? sesini hala duyuyoruz, dizeleri yeni yazılmış gibi... böyle birini nasıl ölmüş sayabiliriz? eğer necatigil'in şiir dünyasına girmişseniz onun gerçek yaşamının gizlerini az çok sezmişsinizdir. benim necatigil'le ilk karşılaşmam onun 1954 yılında yazmış olduğu saklı su adlı şiiriyle olmuştur.

ürperen yaralara çıplak
havaların değmesi.
acır.
korkunuz nerdeyse
bir şey söylenecek, bir şey sorulacaktır.

sekiz sokak önceden sezmeniz
adımlar yöneldi,
bir daralış gönlünüzde,ortalık karardı.

anla sıkıntımı geç git dost,
nedendir sorma.
gür bitkiler altında bir benim için akar
alıngan, onurlu
istemez görsünler saklı su.