bugün

ten kokusu

Ten kokusu...
Uygun değilmiş bana zaten...
Göğsüme yaslandı derslerin bittiği gün, ağacın gölgesine oturduğumuzda. Altımızda çimenler, etrafımızda sınıftan kişiler...
Güzel, ılık bir Mayıs, öğle yemeği sonrası. Ilk günlerde aşka dönüşmekten çok uzak bir şekilde başlayan arkadaşlığımız son gün göğsüme yaslanmasıyla son buluyordu.
Karnım inip çıkıyordu nazik nazik, rahatsız etmesin diye onun küçük vücudunu. Ara ara saçlari değiyordu yüzüme. Başbaşa konuşuyorduk bazen kalabalıktan sıyrılıp. Onun içten içe beni arzuladığını hissedebiliyordum. Haftalar sonra ayrılacağı sevgilisinden daha yakışıklıydım kuşkusuz, daha modern, daha kendinden emin... Elim belindeydi, ara ara okşuyordum hafif hafif, belki hissetmiyordu bile.
Kolunu dizime dayadı. Aşkın ilk vuku bulma kuralı yerine gelmişti, ten tene değdi, ama kokular birbirini reddetti...