bugün

açlık

Açlık; bir canlının hayatını idame ettirebilmesi için ihtiyacı olan askari besini sağlayamaması sonucu karşılaştığı hayati tehlikedir.

Her canlı, ihtiyaç piramidi gereğince yaşamının devamını sağlayabilmek için öncelikli ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır. Bu piramidin en alt katmanındaysa barınma ve cinselliğin yanında beslenme de mevcuttur. Öyleyse beslenme için, canlının en temel gereksinimidir demek çok da yanlış olmaz. Zira aç canlı için yeryüzünde, yemekten öte bir gerçeklik mevcut değildir.

Durum evrensel bir problem olarak görülüp, nedenlere ve mantığa dayalı olarak yaklaşılırsa varılacak sonuç kaynak yetersizliği sorunu olmalıdır. Ancak günümüz dünyası, besin kaynakları bakımından, mevcut altı milyar nüfusu doyurabilecek boyuttadır. Dolayısıyla kaynakların yeterli olmaması gibi bir gerekçe, günümüz dünyasının milyonlarca aç insanını açıklayamaz.

Peki, öyleyse nedir Afrika’da, Asya’da ya da aklımızdan geçen ya da geçmeyen herhangi bir yerde insanların açlıktan ölmesinin nedeni? Bencillik mi açıklar bu sorunu yoksa daha genel ve sistematik bir sebep sonuç ilişkisi mi vardır günümüz ekonomi düzeninde?

Nasıl tarih kişilerle açıklanamazsa, evrensel problemler de basit insan duygularıyla nedenlendirilemez. Matematiksel boyutta bir karşılaştırma ile desteklemek gerekirse; Avrupa ve ABD'de evde beslenen hayvanların mamasına harcanan para 17 milyar dolar; dünyada açlığın ve yetersiz beslenmenin sona erdirilmesi için gerekli para 19 milyar dolarken, hâlâ adil bir ekonomik sistemden söz edebiliyorsak kendi şizofrenik gerçekliklerimizde yaşamaya başlamışız demektir. Rasyonel hiçbir bakış böyle bir olguyu kabul edemez.

Hiçbir özgür dünya bireyinin adalet anlayışı, kendi ev hayvanının mamasının milyonlarca aç insandan daha önemli olduğunu iddia edememelidir. Hiçbir sağlıklı insanın dimağında böyle bir düşünce oluşamaz.

Dünyada herkese temiz içme suyu sağlanması için gerekli para 10 milyar dolarken, yıllık olarak parfüme 15 milyar dolar harcayan bir elit kesimin varlığı hiçbir felsefe ya da mantıkla açıklanamaz. Ne bir kapitalist bunu savunabilir ne bir pragmatist. Bu gerçeklik bütün felsefelerin üzerindedir. insanlar susuzluktan kururken, fikirleri tartışmak ancak aptallara özgüdür.

Bu noktada, özgür düşünce, adalet, eşitlik, medeniyet kavramları işlevsizdir. Tek bir gerçek, materyalist bakışla gözlemlenebilmektedir. Girişte de sözü edildiği gibi, aç insan için bir tek gerçeklik vardır ve bu gerçeklik son derece materyalisttir; bazı insanların köpeklerini besleyebilmeleri için, diğerleri açlıktan ölmek zorundadır ve yine bazıları yüzlerce dolarlık parfümler kullanabilsin diye diğerleri hücreleri kuruyup, derileri çatlayana kadar susuzlukla mücadele etmelidir.

Bu gerçeği değiştirecek güce sahip değilse insan yaşamının anlamını sorgulamalıdır. Zira bu gerçekle yaşayabilecek gücü kendinde bulamayabilir bir gün. O gün hayat anlamsızlaşır, felsefeler bulanıklaşır onun için. Var olmanın dayanılmaz hafifliği, omuzlarına binlerce tonluk bir yük olarak binmiştir artık.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar