bugün

delirmek

hayatta herkes en az 15-20 kadar deli görmüştür.bu insanlara bir gözlemci edasıyla bakabilirsek,hal ve hareketlerine dikkat edersek ''insan neden delirir?'' sorusuna cevap bulabiliriz. şöyle ki; insan her istediğini yapamaz, söyleyemez.çünkü, insanın ''akil'' ismi verilen bir kontrol mekanizması vardır.bu mekanizma insanların uçuk isteklerini sınırlar.bu uçuk istekleri veren ise sanıldığı gibi akıl değil, ''ruh''tur.akıl-ruh ilişkisini -normal- bir insanı baz alarak şöyle bir örnek verebiliriz, soğuk bir öğlen günü günde ortalama 20 bin kişinin geçtiği bir alanda çırılçıplak soyunmak isteyen insan bunu yapamaz.çünkü aklı izin vermez,kafamızda bir değerlendirme yaparız hemen ''ben şimdi soyunsam millet bana ne gözle bakar,bu soğukta verem olurum'' gibi düşüncelerle ruhunun verdiği bu fikirden vazgeçer,beyin,ruha karşı bir galibiyet daha almış olur.aslında ''ben şimdi soyunsam millet bana ne gözle bakar'' türünden aklımızda yaptığımız değerlendirmeyi biz değil, beyinle ruh yapar.beyin ''sakın soyunma'' derken, ruh ''soyunmalısın'' diyerek bize bir görev bırakmaz biz sadece onlara uyarız, onlar bizim yerimize karar veriyorlar.
deliren insanların yukarıdaki tanımda belirttiğimiz gibi ''akli dengesi bozulmuş olan''dır.delilerde, artık akılları emekliye ayrılmış yerine ise fırsatçı veliaht ''ruh'' gelmiştir.ruh artık özgürdür,başka bir deyişle özgür ruhu olan insanlar delidir.delilerde artık ruh bir ihtilal çıkarmışve beynin hegemonyasından kurtularak,beyni saf dışı bırakmıştır...galibiyet gollerini artık beyin değil,ruh atmaya başlar.ruhun ihtilal çıkartıp zafere ulaşması ise kolay bir süreç değildir.her insanın ruhu ihtilal çıkartmıştır ancak beyin mekanizmasını son sürat çalıştırarak galibiyeti almıştır.mağlup olan beyinlerin ise durumu ortada...