bugün

the lobster

okuduğum bir çok yorumda insanlar filmi izlerken güldüklerinden bahsedince ' acaba bir yer mi kaçırdım ? ' diye kendi kendime sormadan edemedim. tebessüm ettirici 1-2 sahnesi dışında gülünecek bir şey bulamadım. hoş komedi filmi değil ama yorumlara istinaden belirtiyorum. bunun dışında herkesin belirttiği gibi filmin esprisi konusunda. hislerimiz, yapmak zorunda olduklarımız, karşılaştığımız baskılar ve gerçeklerimiz üzerine yaratılmış bir distopya. modern çağda yaşanan ilişkilerin bilinçaltına iniyor.

kurgu olarak özellikle 2. kısmını oldukça dağınık buldum. toparlanamayacak bir durum da yoktu halbuki fakat ' zaten on numara konu bulduk biz buradan yardıralım gerisi tıraş ' düşüncesiyle çektilerse bilemem. oyunculukları da başarılı buldum. böylesi bir distopya'ya özgü soğukluk, donukluk ve hissizlik oyuncular tarafından güzel yansıtılmış.

tanım: konusu farklı film arayanların izlemesi gereken bir film. gişe filmleri kültüründen gelenler bu filmi beğenmeyebilir. aynı zamanda finali havada kalan filmleri sevenler de izlesin derim.

--spoiler--

insanın hissetmediği halde hissediyormuş gibi yapması mı daha zordur yoksa hissettiği halde hissetmiyormuş gibi yapması mı ?

ceylan ertem der ki '' zaman ilaç mıdır ? yoksa kalbini yavaşça yaran yoran bir bıçak mıdır ? ''

--spoiler--