bugün

edep

doğu toplumlarında insanı özellikle sosyal -ve çoğu zaman ayrıca siyasi- sistemin gereksinimleri doğrultusunda yönlendirmek ve kontrol altına almak üzere geliştirilmiş hareket, konuşma ve düşünme normlarına verilebilecek genel bir ad. çoğunlukla dini ya da geleneksel* atıflar üzerinden kişiye sunulur.

Bu konuda edindiğim bilginin ve tecrübenin oluşturduğu fikrimin temeli olarak diyebilirim ki "edep öğretileri" küçük istisnalar haricinde her zaman susmayı* yüceltirler. Burada kastettiğim "susmak" kimi zaman "konuşmamak" kavramını da karşılasa da daha çok mecazi anlamda. yani Kendini, duygularını, memnuniyetini, isyanını, merakını, sevgisini, nefretini, itirazını ifade etmemek demek.

"Edep susmaktır" dersem çok da yanlış konuşmuş olmam sanırım.

Türkiye toplumundaki klasik manasına göre edepli insan "kendini sessizleştiren insandır".

Yine Türkiye'de gözlemlenebilecek anlamıyla "edepli olan insan", sakin duruşu sebebiyle kimi zaman karizmatik kişilik izlenimi verse de, "edepli" olma kriterlerini yücelten bir eğitimle yetişmiş insanların samimi beğenisini ve övücü takdimlerini kazanmış olsa da, kesinlikle bilinçaltı baskılarıyla hapsedilmiş, şehvet ve isyan gibi doğal duygu ve düşüncelerine bilinçsizce dizgin vurmuş insandır.

Nerede, nasıl konuşup davranacağını öğreten bir etkili ve derinlemesine bir eğitim alan, yani hata yapmamayı hatalı davranıp konuşmak yoluyla öğrenen insan ancak bilinçli insan olabilir. Edepli insanların hayata kattıkları iddia edilen faydaları aslında ancak böyle bir hayat eğitimi almış insanlar ortaya koyabilir.

Geleneksel edepli olma öğretileri ise, hayattan tamamen soyutlanmaya yönelten güçlü bir "susma"yı öğütlerler. insanı konuşup tecrübe kazanmakla değil, hata yapma riskini sıfıra indiren "susmak" ile sorumlu tutarlar. Ancak burada edep öğretilerinin kurucuları tarafından* kaçırılan nokta "susan kişinin yanlış yapmaktan korunduğu kadar, doğru ve erdemli olanı söylemekten de uzaklaştığıdır".

Edep ile susan* insan, birkaç onyıllığına kazanmış olduğu bilinç ve insan kimliğini doğru kullanmaktan, varlığı ve düşünceleri ile evrene ve insanlığa küçük de olsa bir anlam katmaktan mahrum kalır.

Sustukça yön verme insiyatifini, kendini ifade edebilme şansını, hatayı düzeltebilme ihtimalini reddeder ve sonunda da bunları yitirir. Kapılarını yönlendirilmeye, sömürülmeye açar.

insanın Kendisini edeple sınırlaması, insani özüne edepsizlik yapmasıdır.

Susmayı bir cevap olarak kullananlar veya ağız ishali olanlar bu değerlendirmenin dışındadır.

önleyici Not: bu yazım islama hakaret değildir ve bu amacı taşımamaktadır. Sadece fikir beyanıdır. hakaret olarak algılayıp entry ya da mesajla cevap kastırmaya çalışmak yüzeysel bir tepki olacaktır ve çok gerekli olmadıkça karşılık bulmayacaktır.