bugün
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar28
- anın görüntüsü16
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak29
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- ismet gurbuz 202411
- türkiye den soğuma sebepleri21
- sözlüğe kız getirmek10
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- erkeklerin sadakatsiz olması13
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim11
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne11
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- yorgun mermi8
- icardi1905'in sözlüğü bozması31
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- karşı cinse giyim önerileri15
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü8
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- sözlük yazarlarının tatlıları13
asıl sıkıntı hayatı boyunca intihar etmeyi düşünmemiş insandadır. her zaman yaşadığı hayattan memnun kalmayı başarabilmiş, hiçbir acının hiçbir fikrin rahatsızlığını hissedememiş insandadır. bu yaşamın anasını belleyenler; fikri sabit, "karakter" sahibi olduğunu varsayıp değişmeyi göze alamayan, sorgulamayı zayıflık addedip soru sormayan, bir fikirden başka bir fikre geçmeyi, değişmeyi ve hattası çelişmeyi aşağılık bir şey olarak görüp 70 yıllık hayatı boyunca rahat, kocaman ve dümdüz bir yolda hiçbir tali yola sapmadan, güvenli güvenli yaşayanlardır; gerçek korkaklar sürüsüdür.
mesele şuradadır ki "intihar eylem olarak farklı değerlendirilmeli, fikir olarak farklı." eylem olarak değerlendirmek zor. bir kaçış mıdır? yoksa bir başkaldırı mı? bir çeşit yenilgi mi? yoksa hayatın bunca "dayattığı eylemleri son bir eylemle taçlandırıp" reddetmek mi? intihar hangisi? sanırım senin seçtiğin biçim intiharının da ne olduğunu gösteriyor ama edenler daha iyi bilirler ben hiç etmedim. sadece düşündüm yani davulun sesini uzaktan dinledim.
fikir olarak intihar'ı ele alırsak; -zengin-fakir, sağcı-solcu, imanlı-imansız, panteist, ateist şu bu fark etmez- bir insan neden hiçbir zaman var olduğu en büyük gerçekliği sorgulamaya kalkmaz? (bakın gerçekleştirmekten bahsetmiyorum onu yukarıda yazdım gerçekleştirmek kısmı benim bilgim dahilinde değil) acaba bir insan (en basit en akla gelinebilecek örneklerle devam edecek olursa) hiç mi sızı duymaz yaşamın tam göbeğindeki bu saçmalıktan? bu dengesizlikten? ve hiç mi çekip gitmeyi aklına getirmez? her şey bu kadar berrak mı? üç kuruş için verdiğin o koca ömrü düşünmeyecek kadar uzakta mısın yaşamın kendisinden? ya da rahat yatağında yattığın onca gece içinde hiç aklına gelmez mi ölenler, kalanlar, üşüyenler, donanlar, açlar, toklar, şişesine 10.000 tl viski açtıranlar? bak bunu duyarlılık kas diye söylemiyorum ya da git hayatın "güzel" yanlarını bırak da bir keşiş gibi yaşa ya da toplumu reddet diye de değil. o kadar basit bir şey için yazıyorum ki: hiç mi bırakmak gelmiyor aklına? bırakmayı istemek değil ya da bırakmak değil, bırakmanın nasıl bir şey olduğunu, nedenini, nasılını soruyorum! hiç aklına gelmiyor mu? hiç mi dişini sızlatan bir acı duymadın? ya da görmedin?
eyvallah buradan yazması kolay, benim için de kolay sizin için de kolay dedim ya davulun sesi uzaktan geliyor. samimi mi? sanırım değil sadece bir kaç ufak an'dan başka samimiyet falan yok hele bu konularda. kimse kimseyi samimiyetsizlikle yargılamasın günahsız olan taşı çoktan attı bize de hücum etmek düştü. insan nihayetinde bir leş kargasıdır.
mesele şuradadır ki "intihar eylem olarak farklı değerlendirilmeli, fikir olarak farklı." eylem olarak değerlendirmek zor. bir kaçış mıdır? yoksa bir başkaldırı mı? bir çeşit yenilgi mi? yoksa hayatın bunca "dayattığı eylemleri son bir eylemle taçlandırıp" reddetmek mi? intihar hangisi? sanırım senin seçtiğin biçim intiharının da ne olduğunu gösteriyor ama edenler daha iyi bilirler ben hiç etmedim. sadece düşündüm yani davulun sesini uzaktan dinledim.
fikir olarak intihar'ı ele alırsak; -zengin-fakir, sağcı-solcu, imanlı-imansız, panteist, ateist şu bu fark etmez- bir insan neden hiçbir zaman var olduğu en büyük gerçekliği sorgulamaya kalkmaz? (bakın gerçekleştirmekten bahsetmiyorum onu yukarıda yazdım gerçekleştirmek kısmı benim bilgim dahilinde değil) acaba bir insan (en basit en akla gelinebilecek örneklerle devam edecek olursa) hiç mi sızı duymaz yaşamın tam göbeğindeki bu saçmalıktan? bu dengesizlikten? ve hiç mi çekip gitmeyi aklına getirmez? her şey bu kadar berrak mı? üç kuruş için verdiğin o koca ömrü düşünmeyecek kadar uzakta mısın yaşamın kendisinden? ya da rahat yatağında yattığın onca gece içinde hiç aklına gelmez mi ölenler, kalanlar, üşüyenler, donanlar, açlar, toklar, şişesine 10.000 tl viski açtıranlar? bak bunu duyarlılık kas diye söylemiyorum ya da git hayatın "güzel" yanlarını bırak da bir keşiş gibi yaşa ya da toplumu reddet diye de değil. o kadar basit bir şey için yazıyorum ki: hiç mi bırakmak gelmiyor aklına? bırakmayı istemek değil ya da bırakmak değil, bırakmanın nasıl bir şey olduğunu, nedenini, nasılını soruyorum! hiç aklına gelmiyor mu? hiç mi dişini sızlatan bir acı duymadın? ya da görmedin?
eyvallah buradan yazması kolay, benim için de kolay sizin için de kolay dedim ya davulun sesi uzaktan geliyor. samimi mi? sanırım değil sadece bir kaç ufak an'dan başka samimiyet falan yok hele bu konularda. kimse kimseyi samimiyetsizlikle yargılamasın günahsız olan taşı çoktan attı bize de hücum etmek düştü. insan nihayetinde bir leş kargasıdır.
güncel Önemli Başlıklar