bugün

abdurrahman dilipak

efendim ben de dün bu adamı iyice inceledim. dinleyecilere referans olarak gösterdiği kitaplar örneğin yakup kadri karaosmanoğlu ve mete tunçay'ın kitaplarıydı ve bunlar da ideolojik olarak dilipak'la örtüşmeyen kişiler. işbu durumda bunun tersini iddia edene "lütfen git oku" demek gerekiyor, acilen hem de. dilipak'da dün bunu yaptı haklı olarak. zira her lafa "atatürk burada olmasaydı sen de olmazdın" ve ya "burası atatürk'ün ülkesidir" dışında bir söyleyeceği olmayan şahıslara yapılabilecek en güzel şey kitap okuma önerisinde bulunmaktır.

ayrıca diyanet işleri'nin olması, imamların devletten maaş alması durumu da laiklikle çelişen bir durumdur ki o da bunu belirtti.

"gömleğimin rengi anayasaya uymuyorsa, anayasayı değiştirmek gerekir" söyleminin, anayasayı yapıp daha sonra ona tapan bünyelerde bir rahatsızlık yaptığı gerçek. aynı bünyelerin her özgürlük talebine sınır bekçisi gibi "özgürlüklerin bir sınırı var" demesi de artık trajik bir hal aldı. ben bu şahıslardan doğrusu sınırı olmayan özgürlüklerin ne olduğunu öğrenmeyi isterim. kendi düşünceleri doğrultusunda bir şey yapılırsa ammena, ama aksi yönde yapılırsa "özgürlüklerin sınırı var" masalı artık gına getirdi.

akp'nin din üzerinden siyaset yapıyor olması, abd ile sıkı bir işbirliğinde olma durumu, başörtüsünü özgürlükler kapsamında düşünmediği bir gerçek. kemalistlerin de aynı şekilde hiç özgürlükçü düşünmediği, dogmalaştırdığı kemalist ideoloji (din) etrafında siyaset yaptığı da bir gerçek ama. durum budur.