bugün

the theory of everything

öncelikle birazdan yazacaklarım bir film eleştirisi değil duygusal çıkarımımdır.

--spoiler--

vay anasını diyerek izlediğim film. yemişim teorisini fiziğini. çok mühim bir gerçek var ortada. filmin afişinde bile görüyoruz. stephen abi var bir de aşık olduğu kadın var. kadın da stephen abiye aşık oluyor. hastalığını bilmesine rağmen her zaman yanında oluyor. stephen abi onu zor duruma sokmak istemiyor. zaten binbir güçlüğün altında, yaşayıp yaşamayacağı belli değil bütün bunlara rağmen sevdiği kadına "git" diyor. onun hayatını da zorlaştırmak istemiyor. aşık olduğu kadın bütün her şeye karşı gelerek stephen abimizle evleniyor çünkü o da aşık. her şey çok güzel.

ama film yarısından sonra resmen blue valentine filmine dönüyor. kadın arabada dırdır etmeye başlıyor. normal bir aile değiliz demeye başlıyor. üstüne kilisede tanıştığı adama aşık oluyor. işte gerçek hayat burada başlıyor. o gülüşüyle sana sonsuz huzur veren kadın, ben hep buradayım diyen kadın, yaşama tutunma sebeplerinden olan kadın senin en çaresiz halinde gidip başkasına aşık olabiliyor. ayağa kalkamaz, konuşamaz, kendi tuvaletini kendin yapamaz durumdayken bile, kıskanma hissini yaşatabiliyor sana.

evet kadının da kendince haklı olduğu yönler var. o da insan olduğu için onun da ihtiyaçları var. o da normal bir hayatın özlemini çekiyor. ne yapsın kendi kendine işkence mi etsin diye düşünmedim değil. ancak bir de adamın yaşadığı hayata bakıyorsun stephen abimiz neler başarıyor o haliyle. insan üstü şeyler yapıyor. o zaman sen de bir şeyler feda edeceksin.


--spoiler--