bugün

aquila non capit muscas

(#25965742) bana umut vermiş yazar. biraz daha çalışırsa, yazılanları atsız'cı kafasından kurtulup yazabilecek. hangi atsız? rıza nur'un manevî evladı atsız... bizim nihal atsız, ya kim olacağıdı?

bilmiyorum, benim latin alfabesiyle osmanlı devri türkçesini karşılaştırdığımı nereden çıkarmış. açıkçası, ne islâmî hükümleri bilen ne de olaya ırkçı kafa dışında bir boyuttan bakamayan mahlûklarla münakaşa içerisine girmek gibi bir huyum yoktur. zira en nefret ettiğim taife bunlar. o yüzden arada ağzımdan (veya sanal mecrada klavyemden) fevri şeyler çıkabiliyor. ama bu yakışıklı kardeş için bir istisna yapacağım.

efendim, latin alfabesi zordur, kolaydır; ben öyle bir şey demem. bir alfabeyi zor ve kolay olarak değerlendirebileceğimiz objektif bir parametre bulunmamaktadır zira. ben latin alfabesine geçilen yıllardaki okuma yazma oranının istatistikî bir panaromasını sundum yalnızca. 2000'lere gelene kadar türkiye'de okuma yazma sorunu devam ediyordu. bu örneği de, ''latin alfabesi zordur'' diye vermedim; alfabelerin okuma ve yazma tedrisatına etki etmediğini ispat için verdim. ''şu alfabe zordu da ondan okuyamıyordu'' diyorsan, neden okuma yazma sorununu 80 yılda ancak çözebildin?

öteki bombaya geleceğim ama evveliyatında ''osmanlıca türkçesi'' gibi garabet bir terim kazandırmış bu dostumuz literatüre. biz ona daha çok ''osmanlı türkçesi'' deriz de, arkadaş tabii bizi dil hususunda aşmış olduğu için (çünkü nihal atsız 'öğrenin!' demiş, bu da öğrenmiş) bizim aklımız ermiyor olsa gerek.

peki bomba ne? şu: kendisi, osmanlı türkçesinin tarihî bir safhası olduğu iddiamı desteklemek için vermiş olduğum ''süslü ve basit yazma modası''nı, benim iddiamı tekzip edeceği yerde destekleyerek, ''ikisi de aynı dildir'' demiş. ee, ben de onu diyorum ya zaten. o örneği de bunun için verdim. divan şairleri bazen süslü, bazen basit yazmışlar. bu moda meselesidir. 'osmanlıca' olarak karikatürize edilen dil, saray dili vesaire değildir. osmanlı devri türkçesinin genel adıdır. arap harfleriyle yazılan, halkın 'eski türkçe' dediği dildir. mustafa kemal'in gençliğe hitabesinde kullandığı dildir. latin harfleriyle neşredilse de osmanlı devri türkçesidir o hitabe. ben de bunu söyledim ve ''osmanlıca türkçe değildir'' diyen atsız'cı kafaya, ''nâbî'nin bir şiiri türkçe, ötekisi osmanlıca mı yani'' diyerek tarihî bir ayar verdim. derken bir atsız'cı daha çıktı ve beni tekzip etmek isterken tongaya düştü, iddiamı tasdik etti.

yazılanları dikkatle okur isek, belki ''osmanlıca'' (?) yarışmaları tertip etmemize gerek kalmayacak, ne dersin?

edit: imlâ.