bugün

sözlük yazarlarının yolda başına gelenler

bunlar bir gün içerisinde başıma gelenler.

30 kasım 2014 tded bursu sınavı'na denk geldiği öğrenciden utanan sınav kağıdı'nı oluşturmak için giderken başıma gelen, dönerken de devam eden olaylar silsilesinin özeti:

-yenibosna'da bindiğim metrobüsten durağı kaçırdım sanıp bayrampaşa'da iniyorum. ters yönü beklerken henüz o durağa gelmediğimizi fark edince tekrar tekrar metrobüs bekliyorum.

-bu metrobüs nasıl metrobüs? oturacak yer var? ama oturmuyorum. bünye alışık değil. başım maşım döner aman aman diyorum.

-metrobüste oturan yaşlı amcanın telefonunu dikizliyorum. mesaj yazıyor tek parmağıyla: "günaydın hatunum. bugün istanbul'da..". sanki kendimi o ana şahit olmak için yanlış durakta indirilmiş gibi hissediyorum. amcanın fotoğrafını çekeyim derken neredeyse durağı kaçırıyorum. kapılar kapanırken son anda iniyorum.
görsel

-metrobüsten edirnekapı'da inip tramvay yoluna çıkıyorum. durağa vardığım gibi 86v'yi görüyorum ve şanslı günümde olduğumu düşünüp hemen atlıyorum. birkaç dakika sonra ters yöne bindiğimi fark ediyorum. inip dönüyorum. dönüş otobüsünü kırmızı ışıkta görünce peşinden koşuyorum eşşek gibi.

-otobüse bindiğimde çayı dökülmesin diye yavaş giden iett şoförüne denk geliyorum.
-iş bu 86V eyüp otobüsüne koşan dedeleri görüyorum.
-son anda sınava yetişiyorum. sınavın ilk 10 dakikası burnumdaki sümüklerle cebelleşmekten kalemi elime alamıyorum.
-sınavda bir halt edemeyince benden utanan malum kağıda içimi döküyorum. *
-gözetmene kağıdı verip, o bakmadan çıkayım diye sınav salonundan başlayarak okulun sokağından çıkana kadar koşarak kaçıyorum.
görsel

-ve okulun merdivenlerinden hızla inerken 7-8 basamağı düşüp düşmeme arasında iniyorum.
-eyüp sultan zal paşa durağında bir kedi görüyorum hasta. sümükten hayvan nefes alamıyor. peçetemi çıkarıp hayvanın ensesinden kavradığım gibi sümüğünü siliyorum debelendire debelendire.

-durak varken yağmur altında otobüs beklediğimi fark ediyorum.
-boşa akbil basıyorum kaç seferdir. ve nedense aktarma sayılmıyor fakir öğrenci akbilim boşalıyor.
-otobüste akşamdan kalma çantama aldığım turtaları yiyorum yine fakir fakir.
-bakıyorum paçalarım dizime kadar ıslanmış. leş leş.
-otobüsten şehitlik durağında inip metrobüse yürürken eldivenimi yırttığımı fark ediyorum.
-şehitlikten geçerken 6 ihlas 2 fatiha okuyorum gani gani zengin gönlümden. ama müziği kapatmaya üşeniyorum kulağımda çalan.
-metrobüs merdivenlerinden inerken bi kızın şemsiyesi kafama geçiyor. "neooölüyür??" tepkisiyle kafamı kurtarıyorum.
-geri dönüş metrobüsünde bakıyorum oh neyse ki alıştığımız gibi her yer dolu. rahatız.
-seyir halindeyken, elimde yine not defteri, çiziktiriyorum bir-iki.
-sınav kağıdına yazmak için yeni şeyler aklıma geliyor, o zaman yazmadığım için hayıflanıyorum ayaküstü.
-bana arkası dönük bir kıza yasin'den mesaj geliyor: "güler yüzümm napıyosuuun?". (evet milletin mesajlarını dikizliyorum. sapığım ben). sonra kız önünü dönüyor. bakıyorum meymenetsizin teki. bunun nesi güleryüz lan diyorum yasin'e.

-deli gibi uykum var. geçen gün, otobüs tıklım tıklım doluyken direğe yapışıp uyuyan adamı hatırlıyorum.
-"siz benim ne kafayla sınava girdiğimiii neredenn bileceksiiiniiiz" diye ahmet kaya'nın şarkısını suistimal ediyorum.
-boşalan yerler olunca o kızla yan yana oturuyoruz. anamm diyorum, bir an kız defterime bakıyor. ve tam da sayfada onun mevzusu var. hemen kapatıyorum.

-an be an not defteri elimde fıçı fıçı fıçı yazıyorum deftere küfreder mahiyetteki tipsiz yazımla.
"dışardan nasıl algılandığımı düşünmekten normal davranamaz oldum. normal davranmak için çaba gösterdiğimden sanırım, bunu beceremiyorum. ha, salsam olacak yani. sınav kağıdına "ha"yı da kondurmuştum bu arada bir cümlenin başında. saçmalayan adam'dan fena etkilenmişim sanırım. -ha, batılı şiirle doğulu şiir arasında bir fark kaldı. o farklan çok iyi çok da güzel oldu taam mı..- dercesine.."

-metrobüsten inip arkadaşın evine yürürken son enerji kalıntılarımı harcıyorum.
-sınavdaki "necip fazıl'ın çile'sinin ilk adı nedir?" olan 6. soruyu aklıma getiriyor ayağımda, her biri 2 kilo olan botlar. "yürümesi artık çile. çile'nin adı -bot-" yazıyorum deftere.

-geçerken yolu kısaltmak için girdiğim kaynarca sokak'ta şüpheli hareketler sergiliyorum.
-akabinde karnarca sokak'taki şüpheli horozların fotoğraflarını çekiyorum.
görsel

-bir gazete bayiinin önünden geçerken manşete bakıp iyice dalıyorum okumaya. aydıktan sonra da bir şey çalıp kaçmış gibi panikle gatezeyi bırakıp hızla kendimi ileri atarken bir adama çarpma tehlikesi yaşıyorum. adama çarpmayayım diye kendimi diğer tarafa atarken botlar hala adam tarafta kaldığından düşme tehlikesi geçiyorum yeniden..

-fırının ordan geçerken de annesinin terlikleriyle ekmek almaya giden çocuğu bizzat görüyorum.. üstelik ekmeğin burnu da ağzında.
-karşıya geçmeyeceğim halde karşıdan karşıya geçmek için kırmızı yansın deyu basılan yaya düğmesine basıyorum. araçlar duruyor. kendimi güçlü hissediyorum. hepsini tek parmağımla durduruyorum! piçlik olsun diye de fotoğraflarını çekiyorum..
görsel

-yolun son metrelerinde karnıma bir ağrı giriyor. allah belamı veriyor ve iki büklüm eve varıyorum.