bugün

rasih

"Nedîm Dîvânı'nda bir kasîde vardır, müjgân üstüne, hicrân üstüne, ummân üstüne kafiyeleri ve redifleriyle âdetâ akar. Nedîm, kafiyeyi teng edinceye kadar pür-gûluk ettikten (kafiye bulamayacak derecede çok şey söyledikten) sonra birdenbire coşar ve kasîde içinde gazel-serâlaşır ve bu girizgâha düşer;

Râsih'in bu matla'ın tazmîn idüp sâkî-i kilk

Nukl sundu çekdigim sahbâ-yı irfân üstine

ve Râsih'in beytiyle gazel'i açar. Âh o ne beyittir ya Rabbi! Çekik gözlerin uzun kirpikleri birbirine girift olarak süzüldüğü bir eski Türk meclisinde eski Türk gazel-serâsı nasıl bağrından vurulur ve nasıl hazzın bütün nüktesiyle yalvarır: "Süzme çeşmin gelmesin müjgan müjgan üstüne..."

Yahya Kemal "Edebiyâta Dâir"