sözlük yazarlarının itirafları

intihar edip ölemeyenlerdenim. teşebbüs edip sonuca ulaşamadım.

tarih: 2,5 hafta önce
yer: ankara

havanın kapalı olduğu hafta sonlarını hiç sevmem. zaten hafta sonu iş güç varken, semada gri renk olması sıkıcı bir şey. yoğun sıkıntılarla geçen yaşamımda bir şeylere sap olamamak hali de eklenince, her günüm bir kabus oldu. intihar etmeyi çok uzun zamandır düşünüyordum. ama cesaretsiz olduğum için hep pas geçiyordum. yoğun elem dolu günlerden sonra artık yapacağım dedim ve nasıl ölebilirim diye çalışma yaptım.

***

ev 4. katta atlasam şanssızlığım zaten benim yakamdaki şey, sakat kalırım başkalarına bir çok iş bırakırım olmaz.

kendimi yaksam, suda boğulsam vs canım tatlı yapamam. güya intihar edeceğim ama canım tatlı diye yapmıyorum. tuhaf işte.

tabancam yok, kendimi vuramam. bıçak saplayamam biliyorsunuz canım tatlı.

zehir içsem ya ölemezsem.

alkol komasına girmek desem kolay kolay sarhoş olmuyorum. o iş uzun sürer. hem sızar giderim.

bir sürücünün önüne atlayamam. durup dururken vebal almayalım.

***

uykuya bayılan birisiyim. resmen büyük bir orgazmdır benim için. uykuda ölüm daha kolay olur dedim. hem hissetmem de. zaten sıkıntılı uyuyunca 12-14 saat bile yataktan kalkmadığım oluyor. en iyisi doğalgaz sayesinde öleyim dedim. işte o hafta sonu bu işi eyleme dökmeye karar verdim. hem ertesi gün pazartesi. o lanet işten de kurtulmuş olurum diye düşündüm.

yatağımı mutfağa yaptım. halıda, koltukta, sandalyede yatmaktansa yatakta mışıl mışıl öleyim. türk filmlerindeki gibi saçma bir yönteme doğru adım atıyordum. o gün çok da uykum vardı. çünkü 2 gün uyumamıştım. eee öleceğiz, biraz uykusuz kalalım. ankara'da gezdim. sevdiğim yerlere gittim. ama hiçbir insan ile muhatap olmadım.

gazı çok hafif açtım. bir yere uçup gidecek değil ya. odada kalacak. yavaş yavaş çıksın işte. hem ilk defa intihar ediyorum. usulü yöntemi bilecek değilim. yani bu konulara yabancıyım. yatağıma girdim ve küt diye uyumuşum. esasında uyumayıp biraz düşünecektim. film şeridi gibi geçecekti hayatım. hatta bir kitap vardı adını unuttum. kahramanımız yorganın altına geçiyor. şimdi öleceğim, ölüyor muyum diye düşünür, hayatını gözden geçirirdi. yok ben küt diye uyumuşum.

çok karışık rüyalar gördüm. ama rüyalarda çok ağırdım ve hareket edemiyordum. pelerinli ve büyük dişleri olan canavarlar, yoğun ışıklar, kustuğumu, sürekli çişim vardı ve çiş yapmaya gittiğim ilginç yerler vardı.

sonra bir melodi çaldı. gözüm açıldı. bembeyaz bir yer gördüm. (sanki yatak odasındaki tavan masmaviydi..) 1-2 saniye sonra mutfağımın tavanı olduğunu fark ettim. bu çalan şey de telefonumdu. lan ben ölmeliydim ne telefonu ne mutfağı. telefon sustu. etrafıma baktığımda gece biraz kustuğumu anladım. ve sersem bir haldeydim ve çok çişim vardı. nasıl olur da ölemezdim? ilahi bir şey yormadım ama anlamıyordum. derken telefonum ikinci kere çalıyordu. bakmadan açtım. bizim iş yerindeki şef alo dedi. "neredesin oğlum?" diye ekledi. hasta olduğumu söyledim. şef, sesi sinirli bir şekilde bir şeyler daha anlattı. ben başka bir şey düşünüyordum. yarım gün idare edin dedim kapattım. yarım gün kim kimi idare eder? ama olsun konuşmayı uzatacak değilim. telefonu tamamen kapattım. ayağa kalktım. tuvalete gittim sonra da mutfağa. sonra önemli bir detayı fark ettim. ocak düğmesi açıktı ama gaz çıkmıyordu. evet gaz yoktu. kapıyı açtım vanaya bakayım diye. o da ne ? bakiye sıfırlanmış hiç gaz yok!!

ölmeye kalkarken bile salaklık yapan birisiydim. insan bir bakar değil mi ? gaz var mı yok mu diye. şaka gibi ama salaklığım yüzünden ölemedim. camı açtım, mutfağı temizledim. bir duş alayım diye soyunup banyoya girdim. musluktan soğuk su akıyor. sıcak su bir türlü gelmiyor. tabi ki neden gelmediğini siz de biliyorsunuz:

gaz yok salak ! su nasıl ısınacak?

başımı yıkadım sadece. haliyle giyindim tekrar. sonra koltuğa oturarak düşündüm. (ayakta kafam basmaz. illa bir oturacağım.) bu hayat bana müstahak ! böyle salaklık yaparsan ölemezsin bile. tv'yi açtım. saat başıydı. haberler başladı ve şerefsizlikler yine gırla. size inat yaşayacağım piçler dedim. tv'yi kapattım. yemek için dışarı çıktım. kendimi toparlamalıydım. öğleden sonra bir dünya fırça yiyeceğim. çünkü ölmedim. kaldığım yerden devam...

ne yapalım, artık sonuna kadar yaşayacağım hayatı...

not: ha bir de eve dönerken gaz yüklemeliydim. kart nerede? evde çekmecede tabi ki... yani işten çıkacaktım ve eve gidip kartı alıp demirtepe'nin yolunu tutacaktım.