bugün

Ağzın bok dolu yahu. Sen ne karaktersiz ne yavşak ne tipini siktiğim biri çıktın. Anan seni doğurmamış bildiğin sıçmış valla. Döl israfısın bunu unutma. Senden kurtulduğum için beş fakir doyurdum. Allah kabul etsin.
bizimkisi yaşamak değil ölmemek.
maaleseftir
hırsımı omeglede ki sohbetçilerden çıkardım sözlük.
azıma geleni saydım insanlar ölüyo siz hala burda karı kız peşinde yazıklar olsun falan filan daha ağır şeyler yazdım da formatı zorlayalım.
ya hoca amına koyayım senin ya. senin yüzünden iki gecedir özet çıkarıyorum. mühendislik öğrencisine verilecek ödev mi bu ya. lisede bile bile böyle ödev vermiyorlar artık ya. seneye mezun olacağım ama hala çocukça ödevler yapıyorum. yüzde 15 için yaptırdığın iş mi ha ? uyku düzenimin içine sıçtın. yazdığım 60 küsür sayfayı okumayacaksın bile. allah senin belanı versin hoca. çükün düşsün inşallah!
Çocuklarını, kardeşlerini, amcalarını, dayılarını, babalarını, veya eşlerini kaybetmiş insanların zerre değer görmediğini okuduğumda veya izlediğimde, bir ülkenin vatandaşının o ülkenin sedyesinden, mühendisinden daha az değerli olduğunu düşündüğünü, düşünmek zorunda bırakıldığını gördüğümde, soma'daki maden ocaklarının, bir profesöre bilmem neredeki kölelerin kaldığı yerleri anımsattığını öğrendiğimde, hamile bir kadının eşinin cansız bedeninin belki de hala o toprağın altında olduğunu düşündüğümde, ölümü koklayan işçilerin hayatta kalmalarına gram sevinemediklerini gördüğümde, babam diye ağlayan çocukları duyduğumda, yaşananlarda en azından bir ses olabilmek için tencere tava çalındığında, bu devletten sorumlu insanların zerre sorumluluk almamak adına çırpınışlarını her izlediğimde gözlerim doluyor ve o gözyaşları filizlenip nefretimi besliyor.
nerede tuş görsem basasım geliyor.
6-7 yaşlarımdayken bakallardan sakız,tombi,torpil çalardım.
BILDIGIM KADARIYLA YIRMIDORT SENEDIR CIZGINI HIC BOZMADAN DONUYORSUN.. DAHA ONCESI DE VAR TABII.. BUGUNE KADAR HIC YANILMADIM, OLMAZ DEDIGIM HICBIR SEY OLMADI.. AMA BUGUN SASIRMAK ISTIYORUM.. VE SEN BILIYORSUN...
Kol kırılır yen içinde kalır sözlük.
çok fena aşık oldum sözlük. başta olur mu olmaz mı derken çok kafam karıştı ama dün ki olaydan sonra artık tamamen eminim. ben ona aşığım ve tüm hayatımda o yanımda olmalı.
gazeteciyle ya da basın sektöründen biriyle evlenmek demek, yalnız olmak demek sözlük. haftasonları yalnızsın, geceleri yalnızsın, bayramlarda yalnızsın, evlilik yıl dönümlerinde, doğum günlerinde hep yalnızsın. o hep çalışıyor, sen hep yalnızsın.
insanlığımız ne hale geldi lan o kadar can kaybından dahi nemalanmaya çalışan kan emmeye çalışan tiplerimiz türedi son zamanlarda bu nasıl iş ne olacak bu halimiz kıyamet kopsada artık herkes hakettiği yere postalansa.
şu an birbirinden gerizekalı 3 arkadaş kalkıp somaya gitti . macera olsun diye. oysa facianın ilk günlerinde gülüp eğleniyorlardı. hayat ne tuhaf ya vapurlar falan.
ıspanak sevmesem bile kendimi yemek zorunda hissediyorum çünkü zamanında annem alnımın tam ortasına kaşığın tersiye vurmuştu. yavaştı ama can alıcıydı. o kaşığın bende yarattığı travmada budur. kahrolsun kaşıklar yaşasın çatallar!
1 hafta nasıl çabuk gecer ? Hani var mı hızlı yolu bu işin ?
bugün sınav olduk sözlük, hazırlık okuduğum için sınav ingilizce ve hazırlık olduğu için geçme notumuz 70, evet yüz üzerinden 70 puanlarım çok sınırdaydı bu sınavdan en az 70 kesin almam lazımdı, her soruya itinayla cevap verdim ama en son soru vardı ki içimi dağladı sözlük öylece kala kaldım, hoca son 15 dakika demişti, o son 15 dakika benim yaz okuluna kalıp kalmicamı belirlicekti aslında, sorulan soruda 2 şık vardı, biri kaygıların mı ne öyle bir şey yazıcaksın bir diğeri ise dünyanın en kötü mesleği nedir diye soruyordu, ve o an dünyanın en kötü mesleği ölümün kader olduğu meslek aklıma geldi, o kısım 15 puan değerindeydi, yani diğer her yeri doğru yapmış olsam bile 85 alıcaktım maksimum, peki ya her şeyi riske atmaya değermiydi, elbet değerdi, madencilik kelimesinin ingilizcesini bilmiyorum baret, kömür, enkaz altında kalmak gibi kelimeleri de bilmiyorum sözlük oraya sadece örnek olarak doktorluk veterinerlik öğretmenlik yazıp açıklama yapıp 15 puanımı alabilirdim ama yapmak istemedim çünkü yalandı dünyanın en kötü mesleğini hepimiz biliyoruz, o kısıma türkçe yazdım sözlerimi dedim ki dünyanın en kötü mesleğini açıklamaya benim ingilizcem yetmez türkçe olsa buraya milyon tane şey döktürürdüm ama ingilizce dünyanın en kötü mesleği bence MADENCiLiK. madencilik kısmını büyük harflerle yazmıştım işte o an sınıfın ortasında ağlamamak için kendimi zor tuttum, kağıdı verdim ve hızla sınıftan çıktım 15 puanım gitti önemlimi hayır değil bırak gitsin 302 kişinin hayatı yanmış bazı o.ç'ları yüzünden bizim bir yaz tatilimiz yanmış çok mu?
ayrıca o değilde dışarıda insanların üzerine su sıktıkları tomalar var ya onların 1 tanesinin parasıyla 160 işçinin 30 gün yaşayabileceği 4 tane yer altı yaşam odası alınabiliyormuş ya bunu öğrenince ekstra üzüldüm, şimdi sorarım size veya yetkililere siz hiç enkaz altında kalıp 1-2 gün aç kaldınızmı bırakın 30 günü sadece 2 gün cevap hayır bende aç kalmadım, ama ben vicdan sahibi olduğum için tahmin edebiliyorum.
kazıklandım, ama kazıklayan piçi savcılığa şikayet edecem.
canım neden bu kadar çok yanıyo bilmiyorum. yanımda olman gerekiyodu sanırım. bugün bidaha konuşmayacağımızı, karşılaşmayacağımızı umarak aylar aylar sonra bende olan her şeyini yaktım. bileklik atkı sayfalarca okumayacağını bildiğim halde yazdığım yazılar. ben sözlük hesabımı da kullanmamaya karar verdim. gerçekten karşılaşmayacağımızı umarak yaptım tüm umudum tükensin diye ki işe yaradı ilerde sorarsa ben ne derim kaygısı yok artık çünkü karşılaşmayacağız. senin için aylar önce olsa bile benim için bugün bitti. sen istersin diye değil yaptıkların, dediklerin öyle ağırıma gitti ki sırf bu yüzden yüksek mertebeli kültürlü bi insan olucam ilerde. benden beklemeyeceğin kadar farklı biri olurum belki de ne dersin belki de manken falan olurum görür de ah ah dersin olur mu olur. neyse okumayacağın satırların devamı işte bunlar da. hem okusan ne okumasan ne sadece benim de bir şeylerin farkına vardığımı bil diye yazdım. ne olursa olsun ben senin cezanı veremem ama aylardır aldığın ahlar sana yeter. içimden sana bir gün hakkımı helal etmek geçerse yani o kadar iyo kalpli biri olduğumu düşünüyorsan için rahat olsun, ama sana ve seninle olan pişmanlığımın geçmeyeceğinden ben eminim, eğer söylediğin gibi kötü kalpli biriysem ben aklına geldiğimde o hıçkırarak titreyerek ağladığım zamanlar ağlarken sana hakkımı helal etmiyorum diyişimi unutma, vicdanın rahat etmesin. benden de bu kadarmış.
Sozluk Hala kendimden cok ona onem veriyorum. Merak ediyorum. O suan Istanbula gidiyor yolda. Bende onu unutmak icin arkadaslarimla erdege geldigim halide ordanda kalkip bursaya sadece bir iki saatligine akrabalarima geldim AMA suan Hala kafam onda merak ediyorum. Cok seviyorum be sozluk. Onun ablasi dogum yapicak ve o dunyanin en sansli teyzesi olucak Ben bu kadar aci cekiyorum ama onun Beni dusunmemesi çok canini yakiyo. Neyse artik. Sadece ona denebilicek teksey var. Yigenin anali babali buyusun Allah ona com guzel bi kader yazsin. Sende cok AMA cok murky ol
Yanımda sevgili gibi oynaşan iki yakın kız arkadaş var. Ya bi yandan çok tatlılar, bi yandan çok garipler. Bi yandan da kıskanıyorum her gün her akşam birlikteler. Maşallah onlara. *
şuan bilgisayar üzerinden m.uludagsozluk olarak girdim. bakalım mobil olarak mı görecek merak ile bu entrymi giriyorum.

edit: oldu lan. asosyal olup kendisini hep dışarıda göstermek isteyenler dediğim gibi girsin. tam size göre.
9.sınıf karnemi yırtıp atmıştım. Anneme de e okul çökmüş bizimkiler çıkaramamış demiştim. Sonrada unutulup gitmişti ama inanmamış olabilir. Anne seni kandırdığım için özür dilerim. Ha birde sevdiğin ve sakladığın o çikolatayı ben yedim. Ismarlarım ama söz.
Kardeşim gömleğini bugün ben giydim sen tam katladığım anda geldin bende sana sanki daha yeni giyecekmiş gibi davrandım. Yarın yine giyeceğim.
kelime iterasyonlarının oluşturduğu insansı konuşma isteği.
19 yaşında olmama rağmen oyuncak ayımla uyuyorum ve yatarken ona dokunmazsam sanki kötü ruhlu bir ayıyla değiştireceklermiş gibi hissediyorum.
Lanet olsun şu umut dene şeye. Bir duygudur içimde gidiyor. Her gece aynı huzursuzluğun koynunda uyuyup her sabah aynı umudun kollarında uyanmaktan mala döndüm. Herşey daha güzel olur belki. "Belki bugün mesaj atar" "Belki bugün daha fazla para kazanırım" "Belki o da sever" "Belki hayatım dönüm noktasındadır" "Belki yeni biriyle tanışırım" "Belki tatile çıkarım" "Belki bahçesinde yorgun bir kuş görür ve beni hatırlar" "Belki ölümsüz olurum" "Belki yeniden doğarım" "Belki bu gece ölürüm"... O "belki" lerin hepsi kocaman umutlar. Ne umuduysa..ne başlangıcıysa. Her gün birbirinin aynısıysa ne başlangıcı? Ne yararı var?
Mucize diyorsun ya arkadaşım. Mucizelere hep inandım. Her sabah şükrettim sağlığıma, doğadaki yeşili, gökyüzündeki maviyi gördüm.Keşfettim. Sizin maviniz mavi, yeşiliniz yeşil inandım. Mucizelere inandım ama mucizeler bana hiç inanmadı. Orada bir mucize var..tam orada bir yerlerde. Ama ne o bana dokunuyor ne ben ona. Ne yararı var? Kelimelerden, renklerden, dinlediğim müziklerden, maviden..herşey korkunç birşekilde birbirinin aynısı... bu vasatlık içinde daha ne kadar yaşayabilirim. Düşüncelerim beni yoruyor. Ah dostum. Derdim başka..