bugün

gölgeler ve suretler

yakın tarihe ışık tutan muhteşem film. filmin anlatısı ve elinden geldiği kadarı ile objektif olmaya çalışması ile benzer tarihi anlatım yapan filmlerden fersah fersah ileride.

ki burda olanı olduğu gibi anlatma çabası olan derviş zaim'in de tercihlerinden dolayı kendisine teşekkür etmemiz gerek.

bunun dışında oyunculuklar görüntü ses ve ışık (gölge) oyunları çok iyi idi.

hazal ergüçlü tv'de rolleri vasat oyunculuğu, hatun kişiliğini ön plana çıkararak piyasada (oh e yırttım) triplerinde takılmaya başlamadan önce çok ciddi bir işte ciddi bir oyunculuk ortaya koyduğunu söylemek lazım. kendisini bu filmde acaip beğendiğimi söylemem lazım. cuk oturmuş tebrikler ve geçimi dışında mesleğini bu tarz işlerde daha çok göstermesini isterim.

settar tanrıöğen yılların vermiş olduğu yemiş yutmuşluğu o kadar iyi yansıtıyor ki adeta köyden birine rol teklif etmişler kadar iyiydi.

bi buğra gülsoy'un oyunculuğunu beğenmedim. bir tek onun rol yaptığını ve tripten tribe girdiğini düşündüm. bence filme gölge düşüren tek isim.

filmin konusuna gelince, insanların birbirlerini sevmediklerini devvlet ve sistem olgusunun saçma sapan kullanımın insanları nelere yapmaya sürükleyebileceğinin en güzel örneği. hayır neyi paylaşamıyoruz, nedir bu birilerinin diğerlerinden nefret etme durumu. bir yerde ateşlenen fitil yıllarca kapanmayacak, kapanamayacak kan davalarının oluşmasına sbep olabilir. şimdi o köylüler bir araya gelseler kaç yazar. silahlı hallerini mi unutacaklar.

umarım ki usta yönetmen benzer bir yapımı güneydoğu için de yapabilir. insanı insana kırdıranların gösterimi için kendisine tekrar tekrar teşekkürü bir borç bilirim.