bugün

fahrenheit 451

Ray Bradbury romanıdır. Gelecekteki dünyada kitabın ve içerdiği bilginin hor görüleceğine dair fantastik bir kurguya dayanır. Bu dünyada kitapları yakmakla görevlendirilmiştir itfaiyeciler. Çağımızda da rastladığımız totaliter yönetimlere olduğu kadar kültür öğelerinin çürütülmesine ve modern toplum açmazlarına da değinir. Televizyonun, insan ilişkilerini sona erdirecek boyutta yalnızlaşma sürecine insanı sokabileceğinden bahseder Bradbury. Haklıdır da. Geldiğimiz nokta çok da farklı değildir. itfaiyeci Guy Montag kitaplarla tanışır ve kendini onlardan alamaz. Gözlerini açar, yozlaşmış bir dayatmacılığa karşı yaşamını tehlikeye atar. Romanın sonlarında insanların kitapları akıllarında tutarak bilgi korumacılığı yapmaları da ilginç ayrıntılardandır. Her kişi kendinden sonrakine görevi devreder. Böylece itfaiyenin bulamadığı bilgilerin aktarımı gerçekleşir.
Eski bir Profesör olan Faber'in Montag'a kitaplarla ilgili söyledikleri etkileyicidir: "Kitaplar bize ne tür eşekler ve aptallar olduğumuzu hatırlatmak içindir. Kitaplar, tören alayı büyük bir gürültü içinde caddede ilerlerken, Sezar'ın kulağına "unutma sezar sen de ölümlüsün." diyen pretoryen muhafızlarıdır.Çoğumuz dünyayı dolaşıp herkesle tanışamayız, bütün şehirleri göremeyiz. Bunun için zamanımız, paramız ve bu kadar çok arkadaşımız yoktur. Aradığın şeyler, Montag, dünyada, fakat vasat bir insan için onların yüzde doksan dokuzunu görmenin yolu kitaplardan geçer."
güncel Önemli Başlıklar